18 Ekim 2010 Pazartesi

Silahlı Neşe IX

Kendin yap. 

Brlcolceur Elkitabı


IX

Çok kolay. Kendiniz yapabilirsiniz. Yalnız başınıza ya da birkaç güvenilir yoldaş ile. Karmaşık araçlara gerek yoktur. Fazla teknik bilgiye bile gerek yoktur.

Sermaye saldırıya açıktır. Tek ihtiyacınız olan kararlı olmaktır.

Bir sürü konuşma bizi kalın kafalı kılmıştır. Bu korku meselesi değildir. Korkmuyoruz, yalnızca bir türlü kopamadığımız önceden imal edilmiş fikirlerle aptallık ölçüsünde doluyuz.

Kendi eylemini gerçekleştirmeye kararlı herhangi biri cesur biri değildir. Yalnızca fikirlerini berraklaştırmış, sermayenin gösteride onlara verdiği rolü oynama çabasının anlamsız olduğunu farketmiş kişilerdir. Eksiksiz farkındalık içinde, serinkanlı kararlılık ile saldırırlar. Ve bunu yaparken insan olarak kendilerini gerçekleştirirler. Neşe içinde kendilerini gerçekleştirirler. Ölümün hükümranlığı gözlerinin önünde kaybolur. Patronlar için yıkım ve dehşet yaratsalar da, kendi yüreklerinde ve sömürülenlerin yüreklerinde neşe ve sükûnet vardır.

Devrimci örgütler bunu anlamakta güçlük çekerler. Onlar üretim gerçekliğini yeniden üreten bir model dayatırlar. Üretim gerçekliğinin niceliksel yazgısı onların niceliksel olarak neşenin estetik boyutu düzeyine geçmelerine engel olur. Bu örgütler ayni zamanda silahlı saldırıyı tamamen niceliksel ışık altında görürler. Amaçlar cephe çarpışması terimleri ile belirlenir.

Bu şekilde sermaye herhangi bir acil durumu kontrol altında tutabilir. Hatta kendine çelişkileri kabullenme lüksünü tanıyabilir, gösteri amaçlarına işaret eder, gösteriyi genişletmek için üreticiler üzerindeki olumsuz etkileri istismar eder. Sermaye çatışmayı niceliksel alanda kabul eder, çünkü orada tüm yanıtları bilmektedir. Kurallar üzerinde tekel sahibidir ve çözümleri kendisi üretir. Tam tersine, devrimci eylemin neşesi bulaşıcıdır. Yağ damlası gibi yayılır. Oyun, gerçeklik üzerinde etkili olduğunda anlamlı olur. Ama bu anlam, onu yukarıdan idare eden bir model halinde kristalize olmaz. Bin farklı anlama bölünür ve hepsi üretken, hepsi istikrarsızdır. Oyunun içsel bağlantıları saldırı eyleminde kendilerini ortaya koyarlar. Ama genel anlam hayatta kalır, oyunun dışlananlar ve kendilerini ondan ayırmak isteyenler için taşıdığı anlam hayatta kalır, ilk önce oynamaya karar verenler ve oyunun özgürleştirici sonuçlarını "gözleyenler" oyunun kendisi için zaruridir.

Neşe cemaati bu şekilde yapılanır, iletişime geçmenin kendiliğinden yoludur, oyunun en derin anlamının gerçekleşmesi için temeldir. Oyun toplumsal bir eylemdir. Nadiren yalıtılmış bir gerçek olarak ortaya çıkar. Eğer çıkarsa, genellikle psikolojik baskılamanın olumsuz unsurlarını içerir, olumlu bir yaratıcı mücadele anı olarak oyunun kabullenilmesi değildir.

Oyunun kendisine verilen anlamın seçiminde gelişigüzelliği önleyen oyunun toplumsal anlamıdır. Toplumsal anlam yokluğunda birey başka herkes için anlaşılmaz olacak kendi kurallarını ve anlamlarını dayatabilir. Oyun onların bireysel sorunlarının (iş, yabancılaşma, sömürü sorunları) olumsuz etkilerinin geçici olarak askıya alınması halini alır.

Toplumsal anlaşma içinde, oyun karşılıklı eylemler akışı ile zenginleşir. Karşılıklı olarak doğrulanan özgürleşmiş hayal güçlerinden geldiği zaman yaratıcılık daha büyüktür. Her yeni icat, her yeni olasılık kolektif olarak, önceden belirlenmiş modeller olmadan yaşanabilir ve sırf yaratıcı bir an olarak bile, gerçekleşme sırasında bin farklı güçlükle karşı karşıya gelse de yaşamsal etkisi vardır. Geleneksel devrimci örgüt sonunda teknisyenlerini dayatmaya başlar. Kaçınılmaz bir şekilde teknokrasiye doğru gider. Eylemin mekanik tarafına verilen büyük önem bu yolda onu kınar.

İktidarı yok etmeye yönelik eylemde neşe anı arayan devrimci bir yapı bu yıkımı gerçekleştirmek için kullanılan araçları işte böyle düşünür, araçlar olarak. Bu araçları kullananlar onların kölesi olmamalıdır. Tıpkı onları kullanamayanların kullananların kölesi olmaması gerektiği gibi.

En kötü diktatörlük türü, aracın (aletin) diktatörlüğüdür.

Devrimcilerin en önemli silahları kararlılıkları, vicdanları, eylem kararlılıkları, bireysellikleridir. Silahların kendileri yalnızca araçtır ve bu yüzden daima eleştirel değerlendirmeye maruz bırakılmalıdırlar. Silah eleştirisi geliştirmek gereklidir. Yarı otomatik makineli tüfek ve onun askeri etkililiğinin kutsandığını sık sık görmüşüzdür.

Silahlı mücadele yalnızca silahlarla ilgili değildir. Bunlar tek başına devrimci boyutu temsil edemez. Karmaşık bir gerçekliği tek bir şeye indirgemek tehlikelidir. Aslında, oyun bu riski içerir. Yaşayan deneyimin yalnızca bir oyuncağa dönüşmesine sebep olabilir, onu büyülü ve mutlak bir şeye dönüştürebilir. Pek çok devrimci savaşçı örgütün sembolizminde makineli tüfeğin belirmesi tesadüf değildir.

Devrimci mücadelenin derin anlamı olarak neşeyi anlamak için bunun ötesine geçmeliyiz, efsanevi ve efsaneleşmiş nesneler aracılığı ile mal gösterisinin yanılsamalarından ve tuzaklarından kaçmalıyız.

Silahlı mücadele ile yüz yüze kaldığında sermaye nihai çabasını gösterir. Son sınırda dahil olur. Kendinden çok emin olmadığı bir alanda eyleme geçmek için kamuoyunun desteğine ihtiyaç duyar. Bu yüzden modern propagandanın en rafine silahlarını kullanarak bir psikolojik savaş başlatır.

Temel olarak, bu zamanda kapitalin fiziksel olarak organize olma yolu onu, kendi zamanlamasına ve saldırı yöntemine karar verebilen devrimci yapı karşısında saldırıya açık kılar. 0 bu zayıflığın pek farkında değildir ve telafi etmek için önlemler almaktadır. Polis yeterli değildir. Ordu bile değildir. Halkın kendisinin daimi uyanıklığına ihtiyaç duyar. Hatta proletaryanın en mütevazı kısmının. Bu yüzden, bunu yapmak için sınıf cephesini bölmelidir. Fakirler arasında silahlı organizasyonlar tehlikesi mitini tatmalıdır; Devletin kutsallığı, ahlaki, kanunu, vesaire miti ile birlikte. Dolaylı yoldan bu örgütleri ve onların militanlarını bu rolleri üstlenmeye iter. Bu "role" bürününce, oyunun artık bir anlamı kalmaz. Her şey "ciddi" olur, yanılsama olur; gösterinin hükümranlık alanına girer ve bir mala dönüşür. NEŞE bir "maske" olur. Birey anonim olur, rolünü yaşar, artik görünüş ile gerçekliği birbirinden ayıramaz.

Mal tiyatrosunun büyülü çemberini kırmak için her tür rolü reddetmeliyiz ve buna "profesyonel" devrimci rolü de dahildir.

Silahlı mücadele profesyonel bir şey olma izni vermemelidir kendine, kapitalist üretimin dışsal tarafları ona tam da bu görev dağılımını dayatmak istemektedir.

"Kendin yap." Oyunun global tarafını, onu rollere indirgeyerek parçalama. Yaşamdan zevk alma hakkını savun. Sermayenin ölüm projesini engelle. 0 yaratıcılık ve oyun dünyasına ancak oynayanı "oyuncu”ya, canlı yaratıcıyı ölü bir kişiye, canlı olduklarını söyleyerek kendi kendilerini aldatanlara dönüştürerek girebilir.

"Oyun dünyası" merkezileşirse artık oyundan bahsetmenin anlamı kalmaz. Sermayenin, "silahlı neşe" savımızı ortaya koyduğumuzda devrimci öneriyi yine ele alması olasılığını öngörmemiz gerekir. Ve bunun gerçekleşmesinin bir yolu, oyun dünyasının dışarıdan idare edilmesidir. Oyuncuların rollerini ve oyuncak mitolojisini belirleyerek.

Merkezileşme bağlarını (militer parti) kırarak, insan sermayenin, niceliksel pazarın gösteri üretimi kanununa uyumlu fikirlerini karıştırma sonucunu elde eder. Neşe tarafından koordine edilen eylem neşe için bir bilmecedir. Bu hiçbir şeydir. Belirli bir hedefi olmayan, gerçeklikten yoksun bir şey. Ve bu böyledir, çünkü sermayenin özü, amaçları ve gerçekliği hayalidir, ama devrimin özü, amaçları ve gerçekliği somuttur.

Komünizm ihtiyacı kuralı, üretme ihtiyacı kuralının yerini alır. Toplumsal oyunda, bu ihtiyacın ışığında, bireyin kararları anlamlılaşır. Geçmişin ölüm modellerinin gerçek olmayan, hayali karakteri keşfedilir. Patronların yok edilmesi tüketim mallarının yok edilmesi demektir ve tüketim mallarının yok edilmesi patronların yok edilmesi demektir.


Alfredo Bonanno