28 Haziran 2014 Cumartesi

Yunanistan


Tarihöncesinin bitiminde, MÖ 3100 ile 2400 arasında Anadolu'dan gelen istilacılar Yunanistan'a yerleşirler. Beraberlerinde tuncu getiren ve Kikladlara egemen olan bu insanlara Yunanlılar Pelasglar der.

MÖ 1950'lere doğru Tuna'dan gelen Hint-Avrupalı yeni bir boylar dalgası kendini gösterir. Kimileri Küçük Asya'dan geçer, bunlar İonyalılardır. Bu halklar ve bunlardan Teselya'ya yerleşen Eolisliler, ki ilk Yunanlılarla bir tutulurlar, MÖ VI-II. yüzyıla doğru kendilerine Helenler diyecekler. Grek sözü daha sonraları Latinler tarafından ortaya atılmıştır.

Mykenia uygarlığı (MÖ 1600'lerden itibaren), Homeros'un Akhalar dediği yeni istilacılara bağlanacaktır.

MÖ 1220'lere doğru sıra başka Hint-Avrupalılara yani Dorlara gelir. Dorlar demiri getirir ve savaşçı bir toplum oluştururlar. Başta Zeus ile Apollon, tanrılar tanrıçaların yerini alır.

Bir Yunan mitine göre bu halklar ilk insanların, Pyrrha ile Deukalion'un soyundandır.


Kaynak: Yunan ve Roma Mitolojisi, C. Estin ve H. Laporte.

27 Haziran 2014 Cuma

Yunan Dini

Herkes tanrıları kendi sitesinin yolunca kutsasın.

Ksenophon, Sokrates'ten Anılar


Yunan dini ne hristiyanların kilisesi gibi hiyerarşik ve bütüncül bir teşkilata, ne sıkı sıkıya tanımlanmış zorlayıcı bir inanca, ne de kutsal kitap veya kuran gibi temel bir kitaba sahiptir. Din görevlileri aslında, ayinleri düzenlemek ve törenlerin geleneğe uygun olarak yapılmasını sağlamakla yükümlü yüksek memurlardır.

Yunanlılar tanrılarının sayısını, oluşan düşünce değişikliğine bağlı olarak birçok kez arttırmışlardır. Ayinler, bayramlar zaman ve yöreye göre değişir, ama başlıca tanrılar, mitler, tapınaklar ve kurbanlar hepsinde ortaktır.

Tanrılar her yerde hazırdırlar, her şeyi bilirler, kendilerini simgelerle belli ederler ve birçok işlevleri vardır. Çok güçlüdürler, doğa olaylarından sorumludurlar, insanların eylemlerine yön verirler. Ne ki, doğrudan doğruya onlar da belirsiz, kaygılandırıcı kader karşısında boyun eğmek zorundadırlar.

Yunanlılar özellikle kendi sitelerini ve oturdukları yeri koruyan tanrıya bağlıdırlar. Aynı tanrı hesabına her biri şu ya da bu biçimde bir betimleme veya işlevi kutsar.

Tanrılar kişinin yaşamına karıştıkları gibi sitenin de yaşamına karışırlar. Onlarla ayin ve dua ile ilişki kurulur, cevapları da rüya ve kehanetten beklenir.

Felsefenin gelişmesi ve bilimin ilerlemesi ile aydın insanlar giderek tanrıların varlığından kuşkulanırlar. Kimileri mitolojik anlatımları uydurma ve usdışı sayarak alaya alır. Büyücülük önemlidir; büyüden, bedduadan ve hortlaktan korkulur.


Kaynak: Yunan ve Roma Mitolojisi, C. Estin ve H. Laporte.

23 Haziran 2014 Pazartesi

Mit Nedir?

Mitler, hayal gücü onları
canlı tutsun diye vardır.

Albert Camus

Mitler doğal güçlerini ve doğaüstü yaratıkları vurgulayan hayal ürünü öykülerdir. Mitin simgesel ve kutsal bir ağırlığı olur. Yüzyıllar boyunca bu öyküler birbirlerinden beslenerek zenginleşmişlerdir. Başlarda kulaktan kulağa gizlice yayılıyorken zamanla kimileri, özellikle de yazarlıkla uğraşanlar mitleri kayda almışlardır.

Bugün elimizde hemen her öykünün devşirilmiş olduğu yere ve zamana, öyküyü aktaranın meşrebine göre değişen anlatımları bulunuyor. Bu çeşitlilik rahatsız edici değil.

Mitler evrenin ve insanın yaratılışı, dahası, doğa güçlerinin birer dev olarak türettiği tanrılar hakkında ana sorulara cevaplar da veriyorlar. Tarihleri boyunca Yunanlılar şehirlerinin kökenine ilişkin başka mitler de üretmişlerdir.

Yunan kültürünün temelini mitler oluşturur, herkes de bunları bilir. Evrenin bilinmezliği karşısında iç huzuru sağladıkları için de herkes mitlere inanır.

Kaynak: Yunan ve Roma Mitolojisi, C. Estin ve H. Laporte.