14 Kasım 2008 Cuma

10100011111

Bugün kendimi çok daha iyi hissediyorum. Sabah nispeten de olsa erken kalktım. Güzel bir gün oldu benim için. Spora gelmem beni çok rahatlattı. Enerjimi ve sinirimi koşu bandında bıraktım, en azından bir kısmını. Hayatıma dair yine ufak ama eğlenceli değişiklikler yaptım. Bugün okuduğum bazı yazılarda çok hoşuma gitti ve bana yaradığını düşünüyorum. Ama 5. gün beni biraz zorluyor hele yarın hiç gelmek istemiyorum, yapacak birşey yok. Sabırsızlıkla haftasonunu bekliyorum ama birşey yapacağımdan değil belki biraz dinlenebilirim diye. Yarın kafam güzel olursa sana muhteşem bir öykü yazacağım. Konusunu merak mı ediyorsun? O zaman biraz daha merak et. Eğer annem beni yarın erken kaldırabilirse belki birkaç küçük işimi halledebilirim. Uzun zamandır erken kalkamıyorum. Bunun sebebi herhalde kafamın yorgunluğu. Kafamı dinlendirmenin birkaç yolu var. Bunlar içki içmek, bir hatunla birlikte olmak, arkadaşlarla birlikte olmak, sinemaya gitmek bir de pek tercih etmiyorum ama dışarıda yemeğe gitmek. Ben bu haftasonu hatun yapmak dışındaki, tabi ne olacağı belli olmaz, yöntemleri deneyeceğim. Umarım işe yarar. Biliyorsun benim iznimde gerçek anlamda dinlenebilmem için aktif olmam gerekiyor. Bu haftasonuda böyle olacak herhalde. Tek temennim havanında biraz daha güzel olması. Şu anda arkadaşlar beni inanılmaz sinirli ve yine konuşmayan biri gibi görüyorlar ama içimde uyanan ejderden haberleri yok. Beni en çok motive eden bu dönemde öncelikle zayıflamam, çünkü uzun zamandır başarabildiğim tek şey, daha sonrada her zaman ki yaşam felsefem yarın değil 5 dakika sonra ne olacağını biliyor musun, o zaman ona göre yaşa. İşte bunu seviyorum. Bir güzel beni reddedebilir, hatta on güzel de beni reddedebilir ama biri evet demesi benim için yeterli. Ben bunun için yaşıyorum. Bugüne kadar tek sinir olduğum şey benim kendisinden hoşlandığımı söylediğim hiçbir hatunun bana evet dememesi. Ama olmadık pozisyonlarda belki de hiç aklımda yokken ne kızlarla birlikte oldum. Bazen kendiliklerinden kucağıma düştüler. Şu son 3 yıla kadar kız arkadaşı konusunda hiç sorun yaşamamıştım. Bunu da aslında aldığım aşırı kilolara ve iğrenç depresif, agresif halime yoruyordum. Eeee şimdi artık biraz agresiflik olsada ne depresifim ne de şişmanım. O zaman nerede kalmıştık. İnsanın özellikle kendini herşeye hazır hissetmesi çok güzel bir duygu. Şu anda aynı 3 yıl önce olduğu gibi her an herşeye hazırım. Çok daha aktif olmak istiyorum bu seferde etrafımdaki etkenler, özellikle de para, bana engel olmaya çalışıyor. Peki ben buna izin verir miyim? Asla. Şimdi ilk amacaım kafamı biraz toplayıp yeni bir düşünce ve beyni mi tazeleme sürecine girmek. İnanıyorum ki bu sürecin sonunda zaten bazı şeyler kendiliğinden düzelecek ve ben yine adımla özdeş yine aydın ve güleç bir insan olacağım. Biraz megolomanca gelebilir ama ismimi çok seviyorum. Babam sanki beni tarif etmiş. Etrafımda ki insanlar beni farklı ortamlarda pek görmedikleri için beni pek tanımıyorlar. Aslında bilinmeyen olmak hoşuma gidiyor ama sürekli değil. Mesela beni tanıyan arkadaşlarım bana karşı çok daha dürüst olabiliyorlar çünkü benim için ne kadar önemli olduğunu biliyorlar. Ama mesela geçen teklif ettiğim hatun bana karşı hiç dürüst davranmadığını düşünüyorum. Belki de korkmuştur. Yani benim en çok canımı sıkan acaba neden hayır. Öğrenebilirsem hani kötü bir huyum varsa veya yanlış bir hareketim olduysa düzeltebilirim. Hep aynı klişe "seni arkadaşım olarak görmek istiyorum." galiba yine kendimi geriyorum. Bu konudan hemen kaçalım. Sizin orada havalar nasıl? Ne diyeceğimide bilemiyorum. Yarının nedense daha güzel birgün olacağını düşünüyorum. Çünkü bundan sonra eğer o kadar yaşayabilirsem ertesi günler hep bir öncekinden daha iyi olacak. Aslına bakarsan çok fazlada yaşamak istemiyorum hani. Hatırlıyorumda biz lisedeyken Türkiye çöl oluyor diyorlardı da hadi oradan diyorduk. Neymiş efendim 10 yıl sonra, bu arada sene 1998, Konya ovası çöl olacak, su kaynakları ciddi derece de azalacak. Bunların olabileceğini hiç aklıma getirmemiştim çünkü birileri sürekli çalışıyordu zor durumu düzeltebilmek için. Ne yazık ki insanlar gerçeği söylüyorlarmış biz daha çocukmuşuz. Şimdi bakıyorum da dünyayı kurtarmak için çalışanlardan çok daha fazla onu yok etmeyenlere çalışanlar var. Bak senin yüzünden yine karamsar olmaya başladım. Sürekli seni suçluyorum ama kızma sen varsın diye ben bu kadar rahatım. Bugünlük de bu kadar yeter. Yarını sabırsızlıkla bekliyorum.

13 Kasım 2008 Perşembe

Ben...

Ben, ilkim, bu nedenle yeni başlangıçları ve doğumu temsil ederim. Ben doğal, iç güdüsel, taze, saf ve hayattan zevk alan bir yapıdayımdır. Böylece, bir yapı meselesi olarak, birlikte olduğum insanları yoran çekingenlik de bana yabancıdır. Hayat benim için heyecanlı bir macera anlamındadır. Her şeyden önce hayatın sunduklarını yakalamak ve her yönüyle hayatın tadını çıkarmak isterim.

Bazıları Bende tipik egoistlik özelliklerinin bulunduğunu düşünürler, çünkü Ben, başkalarının benim hakkında ne düşündüğünü, hareketlerimin onaylanıp onaylanmadığını öğrenmeye çalışmam. Başkalarının, beni bildiğimden şaşırtmasına izin vermem. Ben, yaşamın her anında daimi bir meydan okuma görürüm. Ben kendimi, cesaretim, bireysel inisiyatifim ve enerjim ile gösteririm. Diğer yandan bunlar benim doğuştan gelen önderlik özelliklerimdir. Bunlar, yalnız hareket etme olarak da anlaşılabilir, aslında Ben her koşulda çok rahat yaşayabilirim.

Ben anlık tepkiler gösteririm, bütün cesaretim, enerjim ve yaratıcılığım anlık bir meydan okumadır. Bu nedenle hiçbir şeyden çözülmemiş sorunlar kadar nefret etmem. Uzun süre çabalamam gerektiğinde sık sık tahammülümü kaybederim. Böylece, aslında uğrunda bütün gücümü harcadığım bir şeye, gerçekten ulaşmak istemediğim izlenimi yaratırım.

Son karar adımını atmakta tereddüt ederim. Büyük amaçlarım, Beni gerçekte sadece global olarak ilgilendirir. Küçük detaylar, ufak tefek noktalar bana dehşet verir.

Ben, "ıvır zıvır" ile uğraşmayı başkalarına bırakır ve ayının postu paylaşılmadan yeniden ava çıkarım. Devamlı yenilik peşinde olma dürtüsünü hayat boyu bastıramam, aksi halde kişiliğimi kaybederim. Açıklık ve dürüstlüğümle ara sıra diğer insanları yaralarım. Aslında yaralama düşüncesi aklımdan bile geçmez. Ben, bazılarına göre kader veya şans, kadere de şansa da inanmam, tarafından korunduğum düşünülür. Çünkü, evrende hayat ve enerji veren ve hayatı koruyan Güneş, en büyük etkisini bende gösterir.

Ben doğallığımı, kendime hiçbir sınır koymamama ve koydurmamama borçluyum. Ben, küstahlık içeren davranışlar gösteren kişileri, açık ve arkadaş canlısı olmama rağmen yanıma yaklaştırmam, sırf bu sebepten bazı ortamlarda yabani olduğum düşünülür; bunlar pek küstahlık sayılmasa da benim yanıma yaklaşıp kartlarıma bakmayı cesaret eden bir kişi, mantığımın soğukluğunu ve keskinliğini hisseder, sınır dışına sürülür. Gerçekçiyimdir ve bu gerçekçilik bende kendisini ateizm olarak gösterir. Bazı kişiler benim soğuk mantığımı çok acımasız bulabilir.

Kendimi sınırlanmış ve başarım engellenmiş hissettiğim anda. Benim içimdeki savaşçı tabiat, birdenbire canlanır. Diğer yandan Ben toleranslı ve birine abilik edebileceği zaman yardımseverimdir. Bana bir şeyi beğendirmeye çalışmak, zor ve yorucu bir iştir. Bununla birlikte benim yardımseverliğimi reddettiğiniz de, karşınızda yaralanmış ve hayal kırıklığına uğramış bir insan bulursunuz. Çünkü aldırmaz görünmeme rağmen, hassas ve duygusalımdır. Paylaşma veya yardım teklifimin reddi durumunda tepkim, depresif bir halde içe dönme olabilir, fakat kendimi ilkel bir öfke ve kızgın bir hava içine de sokabilirim. Ama bu durumdan çabuk kurtulurum. Yeni bir yardım önerisi sunarım, böylece benim yeni bir özelliğim ortaya çıkar: Hastalık derecesinde sabırsızlık.

Ben, genelde dış görünüşten de kolayca tanınabilirim. Çalı gibi, burunlarına kadar uzanan kaşlarım ve bariz yüz hatlarımla Beni düşünmek için, fantaziye fazla ihtiyaç yoktur. Bakışlarım çoğu zaman boş algılanır aslında düşünceli olmamdan kaynaklanır bu.

Gerçekten de benim, kavga meraklısı vahşi hayvanlarla, aslan veya koç gibi, çok ortak noktam vardır. Başlarını eğer ve hiçbir uyarıda bulunmadan saldırırım. Kesinlikle etkili olan bu taktiğin bazen acı verdiğini, özellikle de başımın çok ağrıdığını dikkate almam. Zaten alsaydım, Ben olmazdım. Ben, er ya da geç yüzümden veya kafamdan yaralanırsam şaşırmayın. Benim dış görünüşüm, bahsettiğim gibi saldırıya hazır bir vahşi hayvan gibidir; baş önde, tıpkı bir yayın kirişi gibi gergin...

12 Kasım 2008 Çarşamba

10010111011

Başlık nasıl ama, yeni aklıma geldi. Biraz düşün belki bulursun. Dün çok iyi oldu bundan sonra sürekli birlikteyiz. Hatta yazmış olduğum şiirleri de seninle paylaşacağım. O kadar doluyum ki inanamazsın. Bu sefer ilişkimiz kesinlikle uzun sürecek. Neler var bende neler? Bugün çok sinirliyim fakat inanıyorum ki bu yazının sonunda yine rahatlayacağım. Bugün sana spor maceramı anlatacağım. Günlerden 17 Nisan 2008 tam 26 yaşıma girdim ve 103 kiloya ulaştım. Birşeyler yapmam gerekiyordu böyle yaşayamayacağımı biliyordum ve bir anda aydınlandım. Bu tarih itibariyle hiçbir katı besin yememeye ve bir süre sonra spor yapmaya başlayacağıma dair kendimi yönlendirdim. Aydınlandım diyorum çünkü bilirsin ben obezim ve doyamıyorum. Ne kadar yersem yeyim birşey değişmiyordu. Bende işte tam bunu farkettim; yani ha bir dilim börek yeyip doymamışım ha bir tepsi börek yeyip doymamışım benim için aynı şey diye düşündüm. Bunun üzerine birşey yememeye karar verdim. İlk 3-4 hafta sadece yemek yemeyerek, ama meyve suyu içtim, 7-8 kilo vermeyi başardım. Biraz kendime geldim, silkelendim ve fazlalıkları atmaya başladım. Spor yapmam gerektiğini biliyordum. Çok zor gelmesine rağmen iş yerindeki beleş spor salonunun nimetlerinden faydalanmaya başladım. Hergün 13:30 gibi evden çıkıyorum, önce Taksim otobüsüne biniyorum ardından metroya ve en son 4 Levent'ten tekrar otobüse binit yaklaşık olarak bir buçuk saatte iş yerinde oluyorum. Hemen spor salonuna iniyorum ve spora başlıyorum. İlk başlarda yürürken bile zorlanıyordum, şimdiyse hergün 12000-13000 metre arası koşuyorum. Her sabah kalkıp spor yapmak, hala bile, çok zor geliyor ama yapacak birşey yok. Kalkıp geliyorum. Hayatımda son dönemde en önemli ve olumlu değişim bu oldu. Zayıflamak ne güzel şeymiş. Şu anda 76 kilodayım tam 27 kilo verdim. Düşünebiliyor musun, dile kolay içimden bir de çocuk çıktı neredeyse. İşin asıl güzel tarafıda bu kadar kısa sürede böyle zayıflarken hem form tuttum hem de vücudumda fit oldu. Şu anda öyle bir vücut yaptım ki. Şimdi ilk hedefim 70 kilo altına düşmek zaten fazla birşey kalmadı ardından vücut geliştirme yapacağım. Kasları şişireceğim anlayacağın. Mükemmel vücuda oynuyorum. Bakalım daha en az 2 ay gibi ibr süre gerekecek galiba. Varya bunları yazarken bile kendime inanamıyorum. Değişmek işte böyle birşey çevremdeki insanlarla ilişkilerim bile değişti. Dünkü konuya bugün girmek istemiyorum. Arkadaşlarım Tolga, Özcan, Mustafa, Bahadır hiç biri inanamadı, hepsi ufak çaplı şok geçirdiler. Artık dışarıda göğsümü gere gere geziyorum. Tam 26 yıl sonra ilk defa Gwen'den bile daha zayıfım. Elbise özellikle almıyorum nasıl olsa yine üzerime olmayacak. Bir dolap dolusu kıyafet hiçbiri olmuyor. İş yerine giderken giydiğim gömlekler bile çuval gibi oluyor. İki tane takım elbisem şimdi kessen bana 5 tane takım çıkar. Çok komik. Gwen'e olmayan pantolonlar veya tişörtler bana oluyor. Sürekli dalga geçiyorum keratayla. Eski elbiselerimin bir kısmını atım bir kısmınıda babama ve ihtiyacı olan birilerine verdim. Her anlamda hafifliyorum yani. Bu dönem güzel günler benim ve keyfini çıkarmaya çalışıyorum. Şimdi kitap okumaya da başladım yine Yaşar Kemal'in Deniz Küstü'yü okuyorum. Zaten seninle olmamdan yazdığım bölümünü kendin çıkarmışsındır. Kendi sitemi aldım ve yapmaya başladım biraz geç oldu ama olsun. Geç olsun da güç olmasın diyeceğim ama ne zor işmiş site yapmak bilgisayarı yeniden keşfediyorum sanki. Şu berbat iş yüzünde kendime ve bilgisayara fazla vakit ayıramıyorum o biraz canımı sıkıyor. Birde en önemlisi bu sene artık okulu bitirmem gerekiyor. Umarım bu hafta itibariyle ders çalışmaya başlayacağım. Haftasonu Birgül'le görüşüp kitabımı alayım kendisinden belki bir faydası dokunur. Bugün ev sahibim geldi ben uyuyormuş gibi yaparken kirayı ödememişiz bunu öğrendim ve biraz da rahatsız oldum. Canım sıkıldı yine. Tam birşeyler olacak hadi iyi gidiyor derken başka bir dert tam onu alt ediyorsun bu sefer yenisi. Ondan sonra Aydın niye sinirlisin niye kötümsersin ben ne kötümserim ne de hayalperest ben gerçekçiyim. Hayat bu kadar kötüyken ne dememi bekliyorsun. Bak yine sinirlenmeye başladım. Neyse bunu geçiyorum farklı bir konu açalım. Son dönemde kendimi bilgisayar olayında bayağı geliştirdim ve de devam ediyorum. Bazı eski arkadaşlarımla iletişime geçmeye başladım. Mesela 70 kilonun altına düştüğümde ilk işim Hikmet'i ziyaret etmek olacak. Bakalım ne yapacak. Bizim Sercan varya onu da evlendirdik uzun zaman oldu Serkan Sucu'da evlendi. Kuzenide evlendirdik. Herkes evleniyor ama benim hiç niyetim yok valla. Yaşımız şaka maka 26 oldu herkes artık bize farklı bakıyor öğrenciyim demek bile biraz tuhaf geliyor. Aslında ben hiçte kendimi büyümüş ve farklılaşmış olarak görmüyorum ama çevre öyle demiyor. Çevre derken etrafımda ki asalak insanları kastetmiyorum. Ben gerçek çevreyi yani doğayı kastediyorum. Ne zaman askere gidip ne zaman gelip ne halt edeceğim bilmiyorum. Sanki 20 yaşındaymışım gibi davranıyorum. Askere gideyim beni adam ederler orada. Yarın gelip spora kaldığım yerden devam edeyim 2 gündür gelmiyordum da. Spor yapmam lazım bu sinir ve enerji fazlası başka türlü atamam üzerimden. Koşmanın en güzel taraflarından biride aklında çok fazla şey varken nasıl ve ne kadar koştuğunu anlamıyorsun. Koşu bittiğinde öyle yorulmuş oluyorsun ki hiç kızamıyorsun veya tüketecek enerji kalmadığı için birşey yapamıyorsun. Bu da benim işime geliyor. Bu spor yapmaya başladığımdan beri bende ne enerji varmış be koş koş bitmiyor artık bacaklarımın acısından durmak zorunda kalıyorum. Artık tek istediğim şey bir ilişki. Dayanamıyorum 3 yıldan fazla oldu hala elime kadın eli değmedi buna ne yapacağımı bilmiyorum çok kötüyüm. Her ne kadar bu konda konuşmak istemesemde aklımdan çıkmıyor bir türlü. Hadi önceden şişmandık ya şimdi, şimdi ne sorun var ha. Canım çok sıkkın bugün daha fazla yazabileceğimi sanmıyorum. Kendime gelirim diyordum ama olmadı gerçekten çok kötüyüm. Bugünlük idare ediver beni. Yarın umarım daha güzel bir sohbet olur.

11 Kasım 2008 Salı

Yazılarım Hakkında

Kimi zaman gerçekleri, kimi zaman hayallerimi, kimi zaman yalanları, kimi zaman da hepsini harmanlayıp güzel yazılar yazmayı düşünüyorum. Bu sebeptendir ki yazılar ben ve kalemim arasındaki bir ilişkidir. Lütfen 3. olmayınız!

Başlıyoruz

Tek gerçek dostum benim görüşmeyeli çok oldu. Doğruyu söylemek gerekirse seni çok özledim. Uzun zamandır yazmıyorum, anlatacağım o kadar çok şey varki ama benden kronoloji bekleme çünkü biraz yoğunlaştığım bir dönemdeyim. Öncelikle sana müjdeli bir haber vereceğim. Hani bir ara çığrından çıkmış bir şekilde kilo alıyordum ya 103 kiloya kadar ulaştım. İnanabiliyor musun, ben inanamadım. Uzun bir süre öyle kaldım ve farkettim ki ben öyle yaşayamayacağım. Ayrıca kızlarda o halimden çok hoşlanmıyorlardı. Neler oldu neler anlat, anlat bitmez. Hemen hemen 7 ay önce spor yapmaya karar verdim, aslında zayıflamaya, o günden beri spor yapıyorum ve kendime dikkat ediyorum. Peki sonucu merak etmiyor musun? Söyleyim şimdi 76 kiloyum ve hiç olmadığım kadar zayıfım acayip fit oldum kısacası. Aslında seninle tekrar buluşmamaızın asıl sebebi biraz kafam karışık. Seninle görüşünce rahatlıyorum biliyorsun. Tüm sinirimi ve stresimi aldığın gibi birde zihnimi açıyorsun. Bu zayıflama harekatın başlayıp ilerleme kaydettikçe tabi insanın kendine güvenide artıyor. Bende bunun üzerine hani güzel bir ilişkiye girebileceğimi düşünüp etrafımdaki hoş hatunlarla temasa geçmeye başladım. Anlayacağın üzerimdeki ölü toprağını, uğursuzluğu ve laneti attım. Ben en azından öyle sanıyorum. 4-5 ay önce Deniz adında güzel bir kızdan zaten hoşlanıyordum ve bir şekilde iletişime geçmeye başladım, çalıştım. Aramızda birşeyler oluyordu herhalde ben en azından öyle olduğunu düşünüyorum. Fakat 3 hafta kadar önce yine iş yerinde öyle oturmuş arkadaşlarla sohbet ederken yanımda oturan başka hoş bir kız bu sefer ismini paylaşmayacağım, kızma ama, öyle bir anda bana döndü ve "Midnight Mid Train" diye ....... bir filmin vizyona girdiğini ve izlemek istediğini öyle bir söyledi ki ben bir anda büyülendim ve gerçekten, ben aşka inanmıyorum ama eğer varsa, aşkı hissettim. Gerçekten ufak çaplı bir şok yaşadım. Birden bir insan bu kadar güzel ve çekici gözükebilir mi? Mümkünse gözükmesin. Kendimi kaybettim, heyecanlandım. Ne yapacağımı bilemedim. Ben halimden memnundum, ne güzel Denizle birlikte olacaktım, herşey yolundaydı. Ne oldu, niye böyle oldu? Anlatmak çok zor dostum çünkü bende doğru kelimeleri veya cümleleri bulamıyorum. Sence ne yapmış olabilirim. Evet bir anda değişiklik ve yeni ilişki adayım O oldu. O'nunla konuşurken kendimden geçiyordum. Sürekli bir mutluluk hali sanki rüyalarımdaki kişi. Hani filmlerde olur ya aranan kadın. 2 hafta boyunca güzel bir arkadaşlığımız oldu biliyorsun ben hep
korkak ve heyecanlı bir insan olmuşumdur. Dayanamadım ve O'nun çok yoğun ve kötü olduğu bir dönemde hemde birlikte daha hiçbir şey yaşamamışken gittim direk "senden hoşlanıyorum." dedim. O'da aslında beklemediğim kadar umutlandırıcı konuştu benimle ve bana biraz düşünmek istediğini ve zamana ihtiyacı olduğunu söyledi. İnanır mısın çok uzun zamandır bu son 1 hafta boyunca yaşadığım şevki... ne diyeceğimi bilemedim hala etkisindeyim sen düşün artık. Cuma günü yıllık izne çıkacağı için ona güzel bir veda mektubu yazdım belki olumlu cevabıda alırım diye. Aldığım cevap tabi ki genelde olduğu gibi olumsuzdu. İnsan böyle duygular hissettiği bir kadınla nasıl arkadaşlık yapabilir ki. Benden arkadaşı olarak kalmamı istedi. Ne diyeceğimi, ne yapacağımı bilemedim, hala da bilmiyorum. 3-4 gündür ne uyuabiliyorum ne de yataktan kalkabiliyorum, aklımda milyonlarca düşünce artık yoğunluktan arada sistem çöküyor. Bir ara kendimi cidden kaybettim ve eski berbat lanetli günlerime dönmeyi bile düşündüm. Bu hayır cevabı niye her defasında bu kadar yıkıcı oluyor. O'nu msnden sırf kendisi rahatsız olmasın diye sildim. Şu anda kafam inanılmaz dağınık bu hafta hiç sporada gitmedim. Sağolsun Gwen de bilgisayara virüs bulaştırmış internete de giremiyorum. heeeyyyyyyyyyyyt çok kötüyüm ulennnnn. Neyse şimdi önüme bakmaya çalışıyorum. Denizle ilişkime kaldığım yerden devam etmeye çalışacağım şimdi. Bununla ilgili çalışmalarıma başladım. Bu sefer sıfırdan başlamıyorum en azından. Mesela bir aksilik olmazsa bu hafta birlikte sinemaya gideceğiz. Ama kafamı toplayamıyorum. Sürekli aklıma geliyor, O'nu unutamıyorum. Allahtan yıllık izne gitti belki 2 haftada kafamı biraz toplarım. O kadar uzun süredir bir ilişki yaşamıyorum ki bir kız bana evet dediğinde ne yapacağım benim için bir kabus. Ama sana şunu söyleyebilirim bugün yine kendime geldiğimi hissettim. Bir kız için oturup ağlamayacağıma, çocukluk yapmayacağıma kendimi ikna ettim. Şimdi sanki bu 3 haftalık bence hoş süreci unutup yeniden hayatıma kaldığım yerden devam etmeliyim. Seninle görüşmeyi gerçekten özlemişim ya. İçim rahatladı. Şimdi çok iyi yazamıyorum ama ilerleyen günlerde hem yazılarım düzelir hemde içerikler daha zenginleşir. Seninle bunu zaten daha çok tartışırız. Biraz farklı konulardan konuşalım istersen. Bana inanmayacağını biliyorum ama tam 2 yıl 4 aydır aynı berbat işte çalışıyorum. Okulum 8. sene oldu. Bakalım daha neler var diye düşünüyorum. O kadar çok şey oldu ki seninle görüşmeyeli hepsini toparlamak zor oluyor. Sen zaten beni biliyorsun. Yazarken fikirlerimi toparlamam biraz zor oluyor ve konuları dağıtıyrum. Ama biraz görüşmeye devam edelim seni herşey hakkında bilgilendireceğim. Dur bak önemli birşeyi unutuyordum. Şimdi Kocamutafapaşa'da oturuyorum ve annemde bizimle kalıyor. Annem işe başladı iş kadını oldu valla. Benden çok maaş alıyor. Kardeşim biraz sürünüyor ama oda iyi sayılır.