5 Ocak 2018 Cuma

Nascita di Venere - Venüs'ün Doğuşu

 


Nascita di Venere - Venüs'ün Doğuşu


Nascita di Venere - Venüs'ün Doğuşu, İtalyan ressam Sandro Botticelli'nin 1482–1486 yılları arasında tuval üzerine tempera ile çizdiği tablodur. Tabloda, Venüs'ün ergen bir kadın olarak denizden doğarak kıyıya çıkışı betimlenir. Dünyanın en bilinen resimlerinden biri olan tablo, Floransa'daki Uffizi'de sergilenmektedir.

Bu büyük resim muhtemelen, tıpkı İlkbahar tablosu gibi, Lorenzo di Pierfrancesco de'Medici'ye ait Villa di Castello için 1482'de ya da belki daha önce çizildi. Ancak bazı araştırmacılara göre, Lorenzo için çizilen ve Giorgio Vasari'nin de sözünü ettiği Venüs tablosu, artık mevcut olmayan başka bir resimdir. Kimi kaynaklarda resmi Muhteşem Lorenzo'nun sipariş ettiği belirtilir. Bazı uzmanlara göre bu tablo, Giuliano di Piero de'Medici'nin Simonetta Vespucci'ye olan aşkının anısına çizilmiştir. Vespucci, deniz kenarında yer alan ve o bölgedeki inanışa göre Venüs'ün doğduğu yer olan Portovenere adındaki bir kasabada yaşıyordu. Botticelli de aslında eskiden, de'Medici'nin metresi olan Vespucci'ye aşıktı. Hatta genel inanışa göre Vespucci, bu resim ve İlkbahar da dahil olmak üzere, ressamın birçok resmindeki kadın figürleri için modellik yapmıştı.

Roma Katolik geleneğine uygun sanat eserlerinin üretildiği bir zamanda ve yerde çizilmiş olan tablonun teması açıkça pagan etkileri gösteriyordu. Ressamın pagan etkisine sahip birçok başka eserinin Girolamo Savonarola tarafından yaktırılmış olmasına rağmen bu resim ortadan kaldırılmadı. Bunda Botticelli'nin Lorenzo de'Medici ile olan yakın dostluğu sebebiyle kilisenin bu eseri sapkın ilan etmemesi rol oynadı.

Yunan mitolojisinde Kronos, babası Uranüs'ü hadım edip cinsel organını denize atar. Sonuçta deniz döllenmiş olur ve Venüs denizden doğar. Venüs bu tabloda, bir denizkabuğu üzerinde denizden yükselip, sol taraftaki iki rüzgâr tarafından kıyıya doğru sürüklenmiş şekilde betimlenir. Tabloya ilham veren antik dönem eserlerinde denizkabuğu, vulvayı simgeler. Çıplak olarak betimlenen Venüs'ün yanında, mevsim tanrıçaları olan Horae'den biri bulunur ve elindeki çiçekli pelerin ile tanrıçanın üzerini örtmeye çalışır. Ayrıca rüzgârlar Venüs'ün üzerine, ortası altın renginde güller dökmektedir.

Venüs'ün anatomisi ve çeşitli ikincil detaylar, o dönemde Leonardo ya da Rafael'in eserlerinde görülen katı klasik gerçekçiliği yansıtmaz. Bunun en belirgin örnekleri, tanrıçanın imkânsız uzunluktaki boynu ve sol omzundaki anatomik olarak mümkün olmayan açıdır. Kimilerine göre bu eser, maniyerizmi öncelemektedir.

Tabloda Ovid'in Metamorfozlar ve Fasti eserlerinin etkisi görülür. Ayrıca bu tablo Botticelli'nin, Büyük Plinius, Tarentumlu Leonidas, Sidonlu Antipater, Archias ve 2. yüzyıl tarihçisi Lukianos'un, uzun süre önce ortadan kaybolmuş Antik Yunan şaheserlerini tarif ettikleri eserlerinden yola çıkarak çizdiği bir resim serisinin parçasıdır. Örneğin bu yazarlar Apelles'in Venus Anadyomene isimli eserinden bahsederler. Anadyomene, "denizden yükselen" anlamına gelir ve 19. yüzyılda Venüs'ün Doğuşu ismi kullanılmaya başlanana kadar Botticelli'nin tablosu da bu adla anılmıştır.

Tabloda Venüs'ün duruşu, Praxiteles'in Knidos Venüsü heykelinin yanı sıra, Praxiteles ekolünü takip eden biri tarafından yapılan bir başka bronz Venüs heykelinin M.Ö. 1. yüzyıldan kalma mermer kopyası olan Medici Venüsü'nü de andırır.




Asıl adı Alessandro di Mariano di Vanni Filipepi olan, ama daha çok Sandro Botticelli ya da Il Botticello (Küçük Fıçı) lakabıyla bilinen İtalyan ressam. Doğumu 1 Mart 1445, ölümü 17 Mayıs 1510. "Küçük Fıçı" lakabı aslında kuyumcu ağabeyi Antonio Filipepi'ye aittir. Ancak resim eğitiminden önce ağabeyinin yanında çıraklık yaptığı süreçte Alessandro da aynı lakap ile anılmaya başlanmıştır. Kuyumcu çıraklığını bırakarak genç yaşta Fra Filippo Lippi'nin atölyesinde resim, desen ve geometri öğrenmiştir. İlk yapıtlarından olan Yudit Öyküleri'nde (1472, Floransa, Uffizi Galerisi) Lippi'nin ve Lippi'den sonra yanlarında çalıştığı Antonio del Pollaiolo ve Verrocchio'nun etkileri görülür.

1470 yılında, henüz ilk tablolarıyla büyük ün kazanmıştır. Özellikle Müneccim Kralların Tapınması (1475-1476, Uffizi Galerisi) ve Madonna (Louvre Müzesi) bunlar arasında sayılabilir.

1481'de Papa IV. Sixtus tarafından Roma'ya davet edilmiş; Rosselli, Ghirlandaio ve Perugino ile birlikte Sistina Şapeli'nin süslemesinde çalışmıştır. Burada Musa'nın yaşamını canlandıran 3 fresk ile Şeytanın İsa'yı Ayartma Çabaları'nı yapmıştır. Bu eserlerinde zengin ayrıntılar görülür.

1480-1490 yıllarında, olgunluk döneminde Floransa'da Lorenzo de'Medici'nin korumasında sanat çalışmalarını sürdürmüştür. Bu dönemde, Primavera (İlkbahar) (1482, Uffizi), Venüs ile Mars (1483, Ulusal Galeri, Londra), Pallas Athena ile Kentaur (1485, Uffizi) gibi konusunu mitolojiden alan başyapıtlar gerçekleştirmiştir. Bu arada, kiliseler, dinsel dernekler için tablo siparişleri almıştır. Meryem'in Taç Giymesi (1488, Uffizi) bunlardan biridir.

Daha sonra zarif ve özgün kompozisyonlar içeren bir dizi Madonna resmi gerçekleştirmiştir. Bunlar arasında Şamdanlı Madonna (Berlin), Magnificat Madonna'sı (1485, Uffizi) ve Narlı Madonna (1487, Uffizi) sayılabilir. Resimlerinde pastel tonlar kullanır.

1491 yılında tanıştığı Savonarola'dan ve vaazlarından çok etkilenmiştir. Son yapıtlarında bu vaazların yarattığı çelişkilerin etkileri görülür. Pieta (1498, Münih Pinakothek'i), Çarmıha Geriliş (Cambridge, ABD), İsa'nın Doğumu (1500, Londra) bu eserler arasında sayılabilir. Ayrıca yoğun anlatım gücü ve güçlü desenlerle, Dante’nin İlahi Komedya'sını resimlemiştir.

Botticelli, Rönesans resim sanatının gelişmesinde büyük rol oynamıştır. Kendisini deliliğin sınırına sürükleyen kaygısı, sanatına yön vermiştir. Uçucu ve coşkulu figürler çizmiştir. Ayrıca hastalık derecesine varan zarafet duygusu eserlerine kendine özgü, şiirsel bir hava verir. Yapıtlarında hareket ve duruşun inceliği, ince uzun bedenli, uzun boyunlu ve ciddi ifadeli kadının zarifliği zengin bir doku oluşturur. Botticelli dini konu alan tablolar yapmış olsa da, dinsel bir ressam değil, güzelliğe tutkun bir ressam olmuştur.

4 Ocak 2018 Perşembe

Tuin Der Lusten - Dünyevi Zevkler Bahçesi

 


Tuin Der Lusten - Dünyevi Zevkler Bahçesi

Sanatçı Hieronymus Bosch
Yıl 1503 - 1504
Tür ahşap üzerine yağlı boya
Boyutlar 220cm * 389cm
Prado Müzesi, Madrid


Dünyevi Zevkler Bahçesi (Orjinali: Tuin der Lusten) Hollandalı ressam Hieronymus Bosch'un 1503 ve 1504 yılları arasında yaptığı bir tablodur. Bir triptik olan eser 1939'dan beri Madrid'deki Prado Müzesi'nde bulunmaktadır.

Bu ünlü tablonun sol panelinde, Adem ile Havva ve harika, güzel hayvanlar eşliğinde cennet tasvir edilir. Orta panelde pek çok çıplak figür, eşsiz güzellikte meyveler ve kuşlarla birlikte dünyevi zevkler; sağ panelde ise günahkârların değişik biçimlerde cezalandırılışının gösterildiği cehennem resmedilmiştir.

Dış paneller kapatıldığında ise rölyef (kabartma) üzerinde tanrının dünyayı yaratışı konulu eser görülmektedir. Bosch bu eserde resmin yapıldığı tablo yüzeyini epey pürüzlü seçmiştir. Bu durum o dönemin Flaman ressamları arasında yaygın olan ve resmin pürüzsüz bir yüzey üzerine uygulanarak esere insan eli değmiş hissini hafifletmek için kullanılan geleneksel resim tekniğiyle tam bir tezatlık oluşturur.

Rönesans'ın Kuzey'deki temsilcilerinden biri olarak tarihe geçti. Tüm yapıtlarını, dönemin kralları ve asilleri satın aldı. Muhteşem alegorik, mistik ve fantastik işlere imza attı. Tablolarında melekler ve şeytanlar, canavarlar ya da gerçeküstü, hiç görülmemiş, resmedilmemiş yaratıklar çizdi. Yaşadığı döneme göre farklı tarzı olmasına rağmen, sonraki kuşaklarda anlaşılacak sürrealizm akımının öncüsü oldu. Sigmund Freud eserlerini incelediğinde, Bosch'un gece kabuslarını ahşap üzerine resmettiğini savundu. Kendi hayatında karamsar olmasına ve acı dolu bir dünyada yaşadığına inanmasına karşın, resimlerinde müthiş bir renklilik ve mutlu ifadeli insanlar yansımıştır. Sanat tarihine eşsizliğiyle geçen Zevkler Bahçesi adlı eserinde, bütün kuralları yıkarcasına resmettiği çıplak insanların keyifli anlarını, fantastik bir öykü içinde verdi. Tabloda, bir yanda dünya nimetlerinden zevk alan insanlar, diğer yanda günahları yüzünden cezalandırılanlar dikkat çekiyor. Tablo aynı zamanda Orta Çağ İnsanında hakim olan karabasan ve ölüm düşüncesine de vurgu yapıyor.




Hieronymus Bosch (Jeroen Anthoniszoon van Aken), doğumu 1450 ve ölümü 9 Ağustos 15. 15. ve 16. yüzyıl Hollandalı ressam. Rönesans'ın kuzeydeki temsilcilerinden biri sayılır. Yaşadığı dönemde eserleri kral ve asiller tarafından satın alınan ünlü bir ressam olmasına rağmen, günümüzde hakkında çok az şey bilinmektedir.

Jeroen Anthoniszoon van Aken adıyla ressam Anthonis van Aken'in oğlu olarak 1450 senesinde Kuzey Brabant, Hollanda'da dünyaya geldi. Hayatının büyük bir kısmını 's-Hertogenbosch kenti ve çevresinde geçirecek olan Bosch'un resmi kayıtlarda adı ilk kez 1474 yılında, iki erkek ve bir kız kardeşi ile birlikte geçmektedir.

Bossche Markt'ta bulunan De Kleine Winst adlı evde doğduğu sanılmaktadır ve bugün evin dış duvarında buranın Bosch'un doğduğu yer olduğunu gösteren bir tabela bulunur. Babası Meryem Ana Kardeşlik Örgütü'nde genç ressamlara sanatsal danışmanlık yapan bir ressamdı. Kayıtlarda adı ilk kez 1430'da geçen büyükbabası Jan van Aken, üç amcası ve kardeşi Goossen de ressam olan Bosch'un ilk eğitimini ailesinden aldığı düşünülmektedir. Babası gibi amcalarından birinin de aynı örgütte danışmanlık yaptığı farzedilmektedir; ancak onların çalışmalarından günümüze kalan olmamıştır.

Bocsh'un yaşamı ve aldığı eğitim konusunda çok az şey bilinir. Ardında herhangi bir günlük ya da mektup bırakmadığından hakkındaki kısa ve öz bilgiler de 's-Hertogenbosch kentinin belediye kayıtlarından ve üyesi olduğu Meryem Ana Kardeşlik Örgütü'nden kalan bazı hesap defterlerinden alınmıştır. Kişiliği ya da sanat görüşü hakkında hiçbir şey bilinmemektedir. Doğum tarihi bile ölümünden kısa bir süre önce yapılmış -otoportre olduğu sanılan- bir resmin incelenmesi ile tahmini olarak saptanmış; Bosch'un bu resimde altmışına yakın olmasından yola çıkılarak 1450 tarihinde doğduğunda karar kılınmıştır.

Aslında aile adı Van Aken olan Bocsh, doğduğu ve yaşamının hatırı sayılır bir kısmın geçirdiği yer olan 's-Hertogenbosch (Den Bosch olarak da anılır) kentinin adından esinlerek 1495'ten sonraki resimlerini Bosch adıyla imzaladı.

Günümüzde Güney Hollanda'da yer alan 's-Hertogenbosch, 15. yüzyılda gelişmekte olan bayındır bir kentti. Ancak 1463'te 13 yaşında olan Bosch'un da tanıklık edeceği büyük bir yangın felaketinde 4000'den fazla ev yok olacaktı. Bu olay Bosch'un çalışmalarında yanan kentleri resmetmesiyle yerini alacaktır.

Döneminde çok ünlü bir ressam olan Bosch, zaman zaman yurtdışında görevler de alıyordu. İspanyollar ona El Bosco adını vermişti.

1488'de toplumda çok saygın bir yere sahip olan Meryem Ana Kardeşlik Örgütü'ne katıldı. Bu örgüt çok muhafazakâr, dindar ve bir o kadar da nüfuzlu olan kişilerden oluşuyor; 's-Hertogenbosch'ta 40, Avrupa çapında ise 7000 dolayında üye barındırıyordu.

1479 ile 1481 arasındaki dönemde kendisinden birkaç yaş büyük olan Aleyt Goyaerts van der Meervenne ile evlenmiştir. Ressam daha sonra karısıyla birlikte, karısının zengin ailesinden ev ve bir miktar toprağın miras kaldığı yakınlardaki bir diğer kasaba olan Oirschot'a taşınmıştır.

Bosch Meryem Ana Kardeşlik Örgütü kayıtlarına göre 9 Ağustos 1516'da hayatın kaybetmiş ve düzenlenen ayinin ardından Saint John Kilisesi'nde toprağa verilmiştir.

Bosch, en ünlüsü Dünyevi Zevkler Bahçesi olmak üzere pek çok triptik resimlemiştir. Bosch bir tanesi dışında tablolarının hiçbirine tarih atmamıştır. Bugün ona ait olduğu sanılan tabloların sayısı 25'ten daha azdır. İspanya kralı II. Philip'in, Bosch'un ölümünden sonra onun bazı tablolarını edinmek istemesine bağlı olarak Prado Müzesi günümüzde Dünyevi Zevkler Bahçeside dahil olmak üzere onun eserlerinin önemli bir kısmına sahiptir.

3 Ocak 2018 Çarşamba

Portret Van Giovanni Arnolfini En Zijn Vrouw - Arnolfini'nin Evlenmesi

Portret Van Giovanni Arnolfini En Zijn Vrouw

Portret Van Giovanni Arnolfini En Zijn Vrouw - Arnolfini'nin Evlenmesi
Sanatçı Jan van Eyck
Yıl 1434
Tür Meşe üzerine yağlı boya
Boyutlar 82,2 cm × 60 cm (324 in × 24 in)
Londra Ulusal Galerisi

Resim sanatının nadide örneklerindendir. Güzellik, karmaşık ikonografi, geometrik dikey perspektif, ve aynanın kullanılmasıyla resim alanının genişlemesi nedeniyle, Batı sanatındaki en orijinal ve karmaşık tablolardan biri olarak kabul edilir. Biçimsel başarısının yanı sıra, resim tarihinde de önemli bir yere, ilklere sahiptir. Rönesans'ta yeni yeni ortaya çıkan ve yavaş yavaş yayılmaya başlayan burjuvazi, eskiden yalnızca kilisenin ve soyluların hizmetinde olan sanatı, kendine doğru çevirmeye başlamış; para karşılığı sanat diye düşünmüştür. Orta Çağda Kilise sanatçının eserine imza koymasına hoş bakmamaktaydı. Tek yaratanın tanrı olduğu inancına göre tutarlı bir düşünce sanılmış olsa gerektir. Ama yeni sınıfın doğuşuyla birlikte, değişim kanunları devreye girmiş ve resim sanatına "renk" gelmiştir. Bir tüccar olan Arnolfini'nin resmi, 15. yüzyıldan sesini duyurmaya başlayan bir sınıfın ifadesi olarak önemlidir.

Flaman resminin belli başlı özelliklerini taşır resim: Ayrıntılar ve simgesellik. Arnolfini'nin  yüzündeki ifade, gölgeler, giysisinin dokusu. Karısının giysisinin dokusu ve kıvrımlar. Alttaki köpeğin her tüyünün sabırlı bir ayrıntıyla işlenmiş oluşu. Pencereden içeri sızan ışığın yüzler ve giysiler üzerinde yarattığı etki.

Simgesellik ise çözülmesi zor, ilk bakışta doğal gelen bazı canlı ve nesnelerle verilmiştir bize. Örneğin tepedeki avizede yanan tek mum üzerine birkaç spekülasyon vardır. Belki tanrının ışığıdır, belki de öylesine yanan mum. İlk bakışta tabloda üç figür gözükmektedir: erkek, kadın ve köpek. Üzerlerindeki giysilerde kullanılan kumaş, kürk ve kemer bile varlıklı olduklarını farketmeye yetiyor. Her ne kadar kadının altın bileziği ve her ikisinin de taktığı yüzükler görünür olan tek mücevher olsa da, her iki kıyafet de muazzamca pahalı. Giysiler (özellikle de Andolfini'nin) tacir statüsüne uyan bir unsur olabilir. Kadının elbisesinin yeşili umudunu, muhtemelen bir anne olma umudunu sembolize eder. Beyaz şapkası saflığı simgeleyebilir, bekaretine ve dolayısıyla temizliğine gönderme yapar. Ancak muhtemelen onun evli olduğu anlamına gelir. Arnolfini'nin üstünde ise siyah bir cüppe ve bir şapka var.

Pencerenin dışındaki kiraz ağacı, yaz mevsinin kanıtıdır. Lakin çiftin giysileri kışlık giysilerdir. Kiraz, aynı zamanda sevgiyi de sembolize edebilir. Çiftin ardında, yatağın perdeleri gözüküyor. Kırmızı perdeler evli çift arasındaki sevginin fiziksel hareketine atıfta bulunabilir. Diğer bir simge yerdeki köpektir. Sıradan bir köpek gibi gözükse de, bunun evliliğe duyulan sadakati temsil ettiği bilinir. Köpek gibi sadık olmak mı diye de düşündürür. Aynı zamanda bir çocuk sahibi olma arzusu anlamına gelen şehvet amblemi olarak görülebilir. Çiftin aksine, köpek izleyicinin bakışlarını karşılamak için öne doğru bakmaktadır. Köpek, kocanın sadece karısına hediye ettiği bir süs köpeği de olabilir. Odanın iç kısmında başka zenginlik göstergeleri de var. Mesela, avize o dönemin standartlarına göre geniş ve ayrıntılıdır. Bu yüzden çok pahalı olduğu muhtemel. Gelişigüzel olarak sola yerleştirilmiş gibi bir his uyandıran portakal, o dönemlerde çok pahalıydı ve Brugge'a başka ülkelerden getiriyordu. Sevgi ve evliliği temsil eden portakal, burada hem de çiftin zenginliğin işaretidir.

Pencere vitrayları ve yatağın yanında yer alan küçük oryantal halısı da lüksün diğer işaretleri. Yerde gelişigüzel duran terlikler de evliliğin kutsallığına bir gönderme niteliği taşır. Tabloda iki çift terlik olduğunu görüyoruz. Biri Arnolfini'nin önünde diğeri ise yatağın karşında duruyor. Her ikisin önü içe dönüktür. Zeminle aynı renkteki takunyaları çıkarması bir saygı ifadesidir.

Karyolanın ahşap başlığında bulunan küçük heykelcik ise Aziz Margaret. İnanışa göre Aziz Margaret hamileleri ve doğacak bebekleri koruyan bir azizdir. Bu detayla çiftin çocuk özlemi vurgulanıyor. Aynanın solunda duvarda asılı duran tespihe benzeyen dua boncukları dindarlığın göstergesidir. Pencerenin kenarındaki meyveler ise hayal gücünün sınırlarını zorlar.

Resmin orta yerinde çok önemli ve bu resmi bir ilk özelliğini katan bir dış bükey ayna durur. Aynadaki detay ve aynanın üzerinde duvarda "Johannes de eyck fuit hic 1434" ("Jan van Eyck buradaydı 1434") yazmaktadır.  Aynanın kenarındaki madalyonlarda İsa'nın çarmıha gerilmesi on resimle gösterilmiştir. Dikkatle bakıldığında Arnolfini'yi, karısını ve van Eyck'i görebiliriz bu aynadan. Ayna çift dışında iki figürü de yansıtmaktadır; kırmızı giysili duran ressam. Diğer mavili silüetin ise kim olduğu bilinmiyor. Belki de ressamın öğrencisidir. Olasılıkla bu resim aynı zamanda nikâh şahitliği ve evlilik cüzdanı işini de görmesi düşünülen bir resimdir.

Ayrıca resimdeki gelinin hamile olması, dönemin yeni oluşmaya başlayan ve eski aristokrat değerlerinden son derece farklı "burjuva ahlâkı"nın anlaşılması açısından önemlidir. "Kır soylu" aristokrat kesime göre normal olan evlilikten sonra hamilelik iken, yeni gelişen "şehirli" (burjuva) ahlâkı bu normu yıkmıştır. Evlilik öncesi ilişki ve hamilelilik artık doğal karşılanabilmektedir. Ancak kimi tarihçiler aynı döneme ait birçok tabloda azizelerin de saygınlık göstergesi olarak kilolu resmedildiğini, bu resmin hamile bir kadına ait olmayabileceğini savunurlar. Günümüzde kabul gören düşünce, gelinin hamile olduğu değil sadece dönemin anlayışına göre daha şık görünmesi için o şekilde tasvir edildiğidir. Ayrıca aristokrasi ile burjuvazi arasında evlilik ve hamilelik konuları arasında yukarıda bahsedilen bir düşünce farklılığı bulunmamaktadır.

Jan Van Eyck
Jan van Eyck, doğumu 1390'dan önce ve ölümü 9 Temmuz 1441. Bruges'de faaliyet gösteren Loon İlçesinden (bugünkü Belçika) bir ressamdı. Erken Hollanda resmi olarak bilinenlerin ilk yenilikçilerinden biri ve Erken Kuzey Rönesans sanatının en önemli temsilcilerinden biridir. Erken yaşamının hayatta kalan kayıtları, bugün Belçika'da, büyük olasılıkla Maaseik'te (daha sonra Maaseyck) 1380-1390 civarında doğduğunu göstermektedir. Atölye asistanları ile usta bir ressamken 1422 civarında Lahey'de işe başladı ve Hollanda ve Hainaut'un hükümdarı 3. John ile ressam ve "valet de chambre" olarak çalıştı. Daha sonra Lille'de, John'un 1425'teki ölümünden sonra, 1429'da Bruges'e taşındı ve ölümüne kadar Burgundy Dükü İyi Philip'e saray ressamı olarak çalıştı. Philip tarafından büyük saygı gördü ve 1428'de Lizbon ve Portekizli Isabella arasında bir evlilik sözleşmesi olasılığını araştırmak için yurtdışında bir dizi diplomatik ziyaret gerçekleştirdi.

1432-1439 tarihleri ​​arasında hayatta kalan yaklaşık 20 resim güvenle, Ghent Altarpiece ve Torino-Milan Saatlerinin aydınlatılmış minyatürleri dahil, Jan van Eyck ile ilişkilendirilmiştir. On tanesi ALS ICH KAN (Ben (Eyck) yapabilirim) mottosu ile imzalanmış. Bu ismi ile yapılmış bir şaka ve Yunan karakterleriyle boyamış.

Van Eyck mihraplar, tek panelli dini figürler ve görevlendirilen portreler dahil olmak üzere laik ve dini konuları resmetti. Çalışmaları arasında tek paneller, diptikler, triptikler ve poliptik paneller yer alıyor. Philip tarafından ressamın finansal olarak güvende olduğu ve sanatsal özgürlüğe sahip olduğuna emin olmak istenen ve "ne zaman isterse" resim yapabilmesi için iyi para ödendi. [3] Van Eyck'in çalışmaları Uluslararası Gotik tarzından geliyor, ancak kısa bir süre sonra, kısmen doğalcılık ve gerçekçiliğe daha fazla vurgu yaparak onu gölgede bıraktı. Yağlı boya kullanımındaki gelişmeleri ile yeni bir erdem düzeyi elde etti. Son derece etkiliydi ve teknikleri ve stili Erken Hollanda ressamları tarafından benimsenmiş ve rafine edilmiştir.

2 Ocak 2018 Salı

Pagamento del Tributo

Pagamento del Tributo

Il Pagamento del Tributo (Haraç Para), Floransa Santa Maria del Carmine bazilikasının Brancacci Şapeli'nde bulunan İtalyan Erken Rönesans ressamı Masaccio'nun freskidir. 1420'lerde yapılmış, Masaccio'nun en iyi çalışması ve rönesans sanatının gelişiminin hayati bir parçası arasında yaygın olarak kabul edilir.

Resim, Aziz Peter'in yaşamındaki bir döngünün parçası ve Matta İncili'nden bir sahneyi anlatıyor ve İsa, Peter'ı tapınak vergisini ödemek için bir balığın ağzında bir para bulmaya yönlendiriyor. Önemi, devrimci perspektif ve chiaroscuro kullanımı ile ilgilidir. Il Pagamento del Tributo, şapel 1980'lerde kapsamlı bir restorasyona girene kadar, yaratılışından yüzyıllar sonra büyük hasar gördü.

Santa Maria del Carmine Bazilikası'ndaki Brancacci Şapeli, 1366-1367 civarında Felice Brancacci tarafından kurulmuştur. Şapel, 1423 ve 1425 arasında bir süre ressam Masolino'yu duvarları Saint Peter'ın hayatından bir dizi freskle süslemesi için görevlendiren Piero'nun yeğeni Felice Brancacci'ye geçti. Peter, kurucunun isim azizi ve Brancacci ailesinin koruyucu aziziydi, ancak seçim, Batı Bölünmesi sırasında Roma papacılığına verilen desteği de yansıtıyordu.

Bir noktada Masolino'ya on sekiz yaş daha genç olan başka bir sanatçı katıldı. Masolino sonunda şapelin tamamlanmasını Masaccio'ya bırakarak, 1425'te Macaristan için ya da 1427'de Roma için ayrıldı. 1427 veya 28'de, şapel tamamlanmadan önce Masaccio, Roma'daki Masolino'ya katıldı. Sadece 1480'lerde Filippino Lippi tarafından bitirilen şapeldeki freskler vardı. Il Pagamento del Tributo, tamamen Masaccio'nun işi olarak kabul edilir.

Il Pagamento del Tributo'da tasvir edilen sahne Matta İncil'i 17: 24-27:

24. Ve Capernaum'a geldiklerinde, haraç para alan onlar Peter'a geldi ve, Efendinizin haraç ödemesi değil mi? 25. O, evet dedi. Ve eve girdiğinde, İsa, “Sen ne düşünüyorsun, Simon? dünyanın kralları kimin geleneklerini veya haraçlarını alıyor? kendi çocuklarından mı, yoksa yabancılardan mı? 26. Peter ona, «Yabancılardan» dedi. İsa, «O zaman çocuklar özgürdür» dedi. 27. Buna rağmen, onları incitmeli, denize gitmeli ve bir kanca hazırlamalıyız ve ilk önce karşılaştığımız balığı avlamalıyız; ve ağzını açtığında, bir parça para bulacaksın: bunu al ve benim için kendine al ve onlara ver.

Tek noktalı perspektifin Mesih'in başına nasıl yakınlaştığını gösteren çizgilerle boyama. Resim, vergi tahsildarının tüm Mesih grubuyla ve havarilerle karşı karşıya geldiği ve tüm sahnenin açık havada gerçekleştiği İncil hikayesinden biraz farklıdır. Hikaye, ardışık olarak meydana gelmeyen üç kısımda anlatılmaktadır, ancak anlatı mantığı, kompozisyonel tasarımlar yoluyla hala korunmaktadır. Ana sahne vergi tahsildarı haraç talep ettiğini gösterir. Mesih'in başı, izleyicinin gözlerini oraya çeken resmin ufuk noktasıdır. Hem Mesih hem de Peter, bir sonraki sahnenin orta arka planda gerçekleştiği resmin sol tarafına işaret eder: Peter parayı balığın ağzından alır. Peter'ın vergi tahsildarını ödediği son sahne, sağda, mimari bir yapı çerçevesinde ayrılıyor.

Bu çalışma, Roma'nın düşüşünden (MS 476) Bilimsel Doğrusal Bir Nokta Perspektifini veya tüm ortogonalleri işaret ettiği için ilk resim olduğuna inanıldığı için Sanat Tarihi dünyasında ağır bir önem taşımaktadır. bir ufuk noktası, bu durumda, Mesih. Ayrıca, bir kafa kümesi kullanımı ile ortadan kaldıran ilk resimlerden biridir. Giotto veya Duccio gibi daha önceki Proto-Renaissance sanatçıları tarafından kullanılan bir teknik. Eğer tabloya girecek olsaydın, İsa Mesih'in etrafında, yarım daire içinde yürüyebilir ve tabloyu kolaylıkla geri çekebilirdin.

Mesih ve öğrenciler, şapelin apsisinin şeklini yansıtan yarım daire içine yerleştirilir. Vergi tahsildarı ise kutsal alanın dışında durmaktadır. Kutsal adam grubu neredeyse tamamen pastel pembe ve mavi cüppeler giyerken, yetkili çarpıcı bir kırmızıdan daha kısa bir tunik giyiyor. Renk, jestleriyle ifade edilen süreksizliğe katkıda bulunuyor. Kontrastın elde edilmesinin bir başka yolu da - hem merkez sahnede hem de sağda - vergi tahsildarının duruşları neredeyse tam olarak Peter'ın tam tersi görünen kopyalarını kopyalamaktadır. Bu figürlere üç boyutlu bir kalite vererek seyircinin onları her taraftan görmesini sağlıyor.

Masaccio, rönesansın öncüsü olan Donatello ve Brunelleschi gibi çağdaşlarla, özellikle de tek nokta perspektifini kullanmasıyla karşılaştırılır. Bununla birlikte, Masaccio'ya özgü bir teknik, atmosferik veya hava perspektifinin kullanılmasıydı. Hem arka plandaki dağlar hem de soldaki Peter figürü, ön plandaki nesnelerden daha sönük ve soluk, derinlik yanılsaması yaratıyor. Bu teknik antik Roma'da biliniyordu, ancak Masaccio tarafından yeniden keşfedilene kadar kaybedilmiş sayıldı.

Masaccio'nun ışık kullanımı da devrimciydi. Giotto gibi önceki sanatçılar tanımlanamayan bir kaynaktan düz, nötr bir ışık uygularken, Masaccio'nun ışığı resmin dışındaki belirli bir yerden yayıldı ve figürleri ışık ve gölgede yayınladı. Bu, vücutları üç boyutlu şekillerde şekillendiren bir chiaroscuro etkisi yarattı.

Masaccio, yüz tasvirlerinin çeşitliliği için genellikle adil bir şekilde övülür. Bu resim durumunda, övgü biraz azaldı, ancak işin ölümü sırasında bitmemiş olması ve İsa ve Aziz Peter başları, üst düzey ortaklarından Masolino da Panicale tarafından bitirilmiştir.

Bu özel konunun (sanat tarihinde çok yaygın bir tema değil) neden seçildiğine dair çeşitli teoriler öne sürülmüştür. Bir öneri, tabloyu 1427 denilen catasto için bir gerekçe olarak görür; yeni bir gelir vergisi biçimi. Bununla birlikte, Brancacci'nin yeni vergilendirmeyi kaybetmeye devam edeceği ve muhtemelen muhalifleri arasında yer alacağı için bu pek olası bir açıklama değildir. Daha muhtemel bir açıklama tabloyu Papa Martin V'nin Floransa kilisesinin devlet vergisine tabi olduğu 1423 anlaşmasına bağlamaktadır. Balıkların ağzında bulunan para, Floransa'nın servetinin denizden nasıl geldiğinin bir ifadesi olarak da görülebilir. Akdeniz ticaretinde yer alan ipek tüccar Felice Brancacci, aynı zamanda kentin Deniz Konsolosları Kurulu üyesidir.

Resmin ve tüm serinin anlaşılmasının merkezinde, Brancacciler ve Floransa şehrinin Roma'daki papalık ile ilişkisi vardır. Floransa, Milano'yla savaş halindeydi ve Papa'nın desteğine ihtiyaç duyuyordu. Bu nedenle Brancacci freskleri papalık yanlısı bir politika bağlamında görülmeli ve Roma'nın ilk piskoposu olan Saint Peter ile ve ilk papa ile olan ilişkisiyle Roma'nın görüşünü meşrulaştırma girişimi olarak görülmelidir.

Hikayede Peter öğrencileri arasında açıkça seçiliyor ve Mesih'le olan güçlü bağlantısı Mesih'in "ben ve senin için" sözlerinde görülebilir. Peter, Mesih'le birlikteyken ve işini yaparken soldaki küçücük şeklin aksine görkemli ve enerjik bir figür olarak görünür. Bütün bunlar Mesih'in dünyadaki zaferi olarak kıyamet rolüne işaret ediyor. Bu nedenle Il Pagamento del Tributo, şapeldeki bir geçiş sahnesini temsil eder; Mesih'in öğretisini yaparken Peter mürit olmaktan usta olmaya kadar gider.

Müritlerden sadece ikisi herhangi bir kesinlik ile tanımlanabilir: Peter ikonografik gri saçları ve sakalı, mavi ve sarı kıyafetleri ile. John; İsa'nın yanında duran genç sakallı adam. John'un başı Roma heykellerini andırıyor ve sağdaki başka bir öğrencinin çok benzer yüzüne yansıyor. Bu öğrencinin yanındaki kişinin karanlık ve uğursuz yüzü vergi tahsildarınınkini yansıtan Yahuda olduğu varsayılır. İlk olarak Vasari tarafından en sağdaki yüzün Thomas gibi Masaccio'nun kendi portresi olduğu düşünülüyor.

Tommaso Masaccio

Masaccio (asıl adı Tommaso di Ser Giovanni di Mone (Simone) Cassai, d. 21 Aralık 1401, San Giovanni Altura (günümüzde San Giovanni Valdarno) - ö. 1428, Roma), İtalyan Rönesans akımı başlangıç döneminin ilk önemli ressamlarındandır.

Bilimsel perspektif kullanışı alanında getirdiği yenilikler modern realistik resme giriş teşkil etmiştir. Hümanizm içeren çizimleri, daha önce hiç görünmemiş plastikliği ilk defa kullandı

Floransa'ya gelip ressam Biççi di Lorenzo'ye atölyesinde çırak oldu. 1422'de ressamlar loncasına katıldı. Çok dikkat çeken kendine has stili o dönemden önceki ressamlardan, belki 14. yy. resim üstadlarından olan Giotto hariç olarak, çok değişikti. O zamanlarda Floransa'da çalışan bir mimar olan Brunelleschi ve heyketraş Donatello'dan çok etkilendi. Brunelleschi'den bilimsel oranlar bilgilerini aldı ve bu da bilimsel perspektif kullanabilmesine ona destek sağladı. Donatello'dan klasik antik Yunan ve Romalı sanatlarını öğrendi ve bu o zaman çok yaygınca resim sanatında moda stil olan Gotik resim stilinden ayrılmasına baş neden oldu. Çizime bilimsel bir bakış açısı sunan Masaccio; Gotik tarzdan uzaklaştı ve realizm konusuna yöneldi. Resimde süsten ve ayrıntılara önem vermekten vazgeçerek resim eserinde basitlik ve birlik beraberlik prensiplerine önem veren ve düz düzeyler yerine üç boyutluluk illüzyonu doğuran daha realistik ve daha doğal görünüm sağlayan bir resim stili ortaya çıkarttı. Brunelleschi ve Donatello ile birlikte Massaçio Rönesans stili resmin kurucuları oldular.

Masaccio'nun eserleri kendini takip eden Floransa ressamları ve sanatçıları üzerine büyük etkiler yaratmıştır. Özellikle Michelangelo onun büyük etkisinde kalmıştır.

Masaccıo 1427 veya 1428'de çok genç yaşta bilinmeyen nedenlerden dolayı Roma'da öldü.

1 Ocak 2018 Pazartesi

Nozze di Cana

Le Nozze di Cana

Le Nozze di Cana (Cana Düğünü), Giotto tarafından 1303-1305 civarında ve Padua'daki Scrovegni Şapeli'nin döngüsünün bir parçası olan bir fresktir (200x185cm). Sol ortada sunağa bakan üst merkezi İsa Öykülerine dahil edilmiştir.

Sahne, geleneksel olarak gökyüzüne açık, ancak iç mekanda anlaşılacak, ayrıntılara dikkat edilerek bir odaya yerleştirilmiştir: kırmızı çizgili kumaşlar duvarları kaplar, bir friz yukarı doğru çalışır ve üstte açık ahşap ızgaralar ve raflarla desteklenir, raflarda aynı zamanda vazolar ve dekoratif unsurlar bulunur. Yuhanna İncili'nde anlatıldığı gibi, damatın solunda ve bir elçinin yanında oturan İsa, bir jestle odanın diğer tarafındaki büyük kavanozlara dökülen suyu şaraba dönüştürdüğü an gösterilir. Şölen başkanı, şaraba dönüşmüş suyu tattı. Bunun nereden geldiğini bilmiyordu, oysa suyu küpten alan hizmetkârlar biliyorlardı. Şölen başkanı güveyi çağırıp, “Herkes önce iyi şarabı, çok içildikten sonra da kötüsünü sunar” dedi, “Ama sen iyi şarabı şimdiye dek saklamışsın.” dedi. (Jn 2: 7-11).

İzleyiciye bakan masanın yanında gelinin merkezinde, ince işlemeli kırmızı bir elbise giymiş, Madonna'nın yanında oturan, nimet ve kafasında çiçek çelenkli başka bir kız var. Tablonun diğer tarafında iki düzen vardır.

Pastel renk şeması, figürlerin plastik hacimlerini chiaroscuro (ışık ve gölge sanatı) ile vurgular, çok zariftir. Nesnelerin açıklamasında, farklı renk bantları oluşturan çözgüleri olan beyaz masa örtüsünden, ince oluklu kavanozlara, masadaki mobilyalara ve yemeklere kadar önemli bir özen gösterilmektedir. Kafeterya ustası ve arkasındaki çocuk o kadar iyi karakterize edilir ki, bunların gerçekten var olan karakter portreleri olduğu varsaymıştır.

Giotti di Bondone

Rönesans'ın yaratıcılarından Giotto di Bondone, ölümünden sonra yıllarca sonra tarih sayfalarında kalacak kadar yetenekli bir ressam olarak anıldı. İtalyan tarzını stilize etmesi ve Bizans sanatını resimlerinde harmanlaması, başarısının asıl sebebi oldu. Kendi kişiliğini sanatına yansıtan ilk sanatçılardan biri.

Sanatçı, İncil'den aldığı sahneleri, insan psikolojisini ve duygularını, doğallıkla buluşturarak resimlerine hayat verdi. En büyük eseri kabul edilen Cappella degli Scrovegni'de (Scrovegni Şapeli) bulunan Nozze di Cana (Cana'da Düğün) eserinde bir mucize yaratan Giotto, İsa ve Meryem'in hayatlarını konu alan fresklerini bölümler halinde duvara çizdi. Resimleri izleyenlerin, gerçek bir olayın içindeymiş gibi hissetmelerini sağladı.

Nozze di Cana, insan yüzlerine ifade katılan ilk eserdir.