22 Nisan 2011 Cuma

Nato Kafa

Şairin önce şiirine takıldım.
Sonra da adına:
S. Aldanır.
Geçmişte böyle birini tanımıyorum, ama okuduğum şiiri günümüze yakışıyor.

Şiirin adı Hoşt!

"Sende hiç yükselme fikri yok
Pireden keneden kurtulma fikri
Kervanlara hürmet
Cami duvarlarına dikkat
Zarafet marifet sadakat fikri
Bak emsalin salon köpeği
Kimi av köpeği kimi bekçi köpeği
Sen oldum olası sokak köpeği

Al işte sana hürriyet fikri
Nato kafa
Nato mermer."

Düşündüm, Sayın Aldanır bugünleri düşünerek mi yazmıştı bu şiiri?

Peki şairimiz kim?.. Kim olduğunu bilmiyordum, sağa sola sordum, kimse bilmiyor, sonunda kısa yaşam öyküsünü İlhami Soysal'ın '20'nci Yüzyıl Türk Şiiri Antolojisi'nde buldum. 1915 te İstanbul'da doğan şairimizin bir memurluk yaşamı varmış, asıl adı Selahaddin Aldemir olup şiirlerini S. Aldanır diye imzalıyormuş, ilk kıtabı 1953 yılında yayımlanmış. Bir şiirini daha okuyalım.

Adı Semercinin Demeci

"Semere koyacak kıçımız mı var
Binip de gezecek keyfimiz mi var
Bizim
Şu eşeklerle ne ilgimiz var
Şu katırlarla
Eşşekliğimizden
Eşşeoğlu eşşekliğimizden başka"

Bana sorarsanız tanımadığımız şairimizin bu şiiri de zamanları aşmış, günümüze cuk oturmuş. Bir şiir daha.

Adı Tavla Şampiyonu

"Yaşasın
Kazandınız bu partiyi de
Oyun üstüne oyun
Mars üstüne mars yaptınız
Her elde en güç kapıları açtınız
Yok ustalığınıza diyecek
Ne güzel de geliyor zarınız
Memleket gibi hepyek
Vatan gibi düşeş
Millet gibi gele."

Şair geleceğimizi nasıl da görmüş?..

Bugün pazar, NATO yüzünden herkes evde hapis, peki biz yazarlar ne yapıyoruz?..

S. Aldanır'dan bir şiir daha:

Adı Elimin Demeci

"Yooo!
Kumrular gibi düşünmek yok!
Yasak daha ben ölmeden pineklemek!
Gözükmemek eşeğe, ite, çakala!
şşşşst kalem!
şşşşst kâat!
şşşşst hokka!

Kalem geride kaldı, daktilo emekli oldu, bilgisayar çıktı, mertlik bozuldu.

S. Aldanır'a selam!


İlhan Selçuk
Cumhuriyet, 27 Haziran 2004


S. Aldanır şiirleri

18 Nisan 2011 Pazartesi

Memleket Saat Ayarı

Bir garip ölmüş diyeler
Üç günden sonra duyalar
Soğuk su ile yuyalar
Şöyle garip bencileyin...


Yunus Emre’nin yıllar önce yazdıklarını geçen cuma yaşadım... SGK Dinlenme ve Bakımevi’nde şair S. Aldanır’ı ziyarete niyetlenmiştim... “Bir hafta önce öldü... Odasını boşalttık... Geç kaldınız” dediler. Halbuki ben 1953 yılından beri “S. Aldanır”ı arıyordum. Onu tanımak istiyordum.

Buldum derken kaybettim.

Ankara’da Selim Şengil’in başında bulunduğu “Seçilmiş Hikayeler Dergisi” yayınlarının 6’ncısının ismi “Memleket Saat Ayarı” idi. 76 sayfalık bu kitaba ismini veren 1947 yılında yazılan şiire bayılmıştım. Altmış yıldır, değişik yazılarımda bu şiirden alıntılar yaptım.

Uzun yıllar boyunca “S. Aldanır”ın kim olduğunu öğrenemedim. 2009 yılında Edebiyat Meclisi’nde Murat Gil’in bir yazısı yayınlandı. “S. Aldanır” imzası ile Ataol Behramoğlu’nun “Büyük Türk Şiiri Antolojisi”’nde yayınlanan bir şiir Murat Gil’in dikkatini çekmiş. “S. Aldanır”’ın kim olduğunu araştırmış. Diyor ki, ”Ataol Behramoğlu Orhan Veli kuşağının içinde yer veriyor kendisine. Cidden şiirinde taşıdığı acı, ironi, humor ve espri, garip akımına yakınlığını ispatlıyor şairin. Bir süre hukuk eğitimi almış ve çeşitli memurluklarda bulunmuş. Adı Selahattin imiş.”

Bu yazıyı okumamdan yıllar sonra şair “S. Aldanır”ın izini bulmama şairden gelen bir mektup imkan verdi. Mektup şöyle idi;

“Nurullah Ataç ile sizin bazı yazılarınızı kesip saklamıştım. Ölenin eşyalarına hor davranılır. Bu yazıların arkamda kalmasına gönlüm razı olmadı... Onları size gönderiyorum. Orası varsa oraya gideceğim... Orası yoksa buradan gideceğim... Son trenlere, gemilere kalmak değil. İlk uçakla gideceğim. Sevgi ve saygı yüklü selamlar...”

İşte bu mektup üzerine yıllardır aradığım şairi görmek için SGK Dinlenme ve Bakımevi’nin kapısını çaldım. Ama geç kalmıştım. Bir hafta önce ölmüş.

Selahattin Aldemir

Araştırdım. Eşini uzun süre önce kaybetmiş. Çocuğu yokmuş. Yedi yıldır SGK Dinlenme ve Bakımevi’nde yaşıyormuş. Esas ismi “Selahattin Aldemir” imiş.

İşte benim unutamadığım şiiri,

“Memleket Saat Ayarı”:

Osman
Sırtında şu bütün memleketi ısıtan
Senin ayaklarını hep açıkta bırakan yorgan
Bu kadar korkuyla geçmiyor musun böyle
Şu senin döşediğin yollardan
Böyle unutmuyor musun ikide bir
Bunlara ev derler işte
Şunlar hastane, şunlar okul, şunlar apartman
Hep senin o üst üste koyduğun taşlardan

Osman hep işte o taşlar
Hep bu taşlar seni vatandaş yapan
Şehrin ortasındaki heykelden
Dışındaki mezarlıklara kadar

Sen üç deniz ortasında sararmış yosun
Sen upuzun uzanmış kalmış memleketim
Her akınıyla kımıldanmıyor musun arada bir
Yine uyanmıyasıya uyumuyor musun böyle
Benim nefesim kesilir
Ağrı’lara mı Erciyas’lara mı çıksam
Yoksa artık alay eden seninle
Şu aydan mı, şu yıldızdan mı, şu güneşten mi
Söyle nereden
Şu mezarlıklardan mı
Nereden çıksam da bağırsam
”Artık yetişir yetişir Atatürk gelmez ikide bir
Gelmez kırk yılda bir milleti kendine iş edinen şair
Sen akar sularına kadar durgun
Şarkılarına kadar mahzun memleketim.”
1947


GÜNGÖR URAS
Milliyet, 13 Nisan 2014


S. Aldanır Şiirleri