Anarşizm anarşi ile ortak anlamlı olabilir, fakat değildir. Anarşizm, 18. ve 19. yüzyıl düşünürlerine dayanarak belirtilmiş devrimin katı doktrini haline gelmiştir. Bu artık bir fikir değildir, fakat inanılacak bir şeydir. Anarşizm başka bir program veya sosyal sistem veya gelecek için bir plan olmaktadır – yeni bir yaşam tarzı ve deneyimden daha çok.
Hepsinden öte, anarşi veya anarşizm için mi mücadele ediyoruz?
Hepimizin durduğu yerden, tamamen tahakküm altına alınmış, tamamen kontrol edilmiş dünyada, herhangi otoriteler olmadan, kanunlar veya devletler olmadan yaşamayı hayal etmek imkânsızdır. Pek tabii, anarşizm çoğunlukla büyük ölçekli politik veya sosyal bir program olarak ciddiye alınmaz: hiç kimse nasıl başaracağı şöyle dursun, gerçekten nasıl olacağını bile hayal edemez – hatta anarşistlerin kendisi bile.
Anarşistlerin anarşizme taraftar olduklarını söylemek, piyanistlerin piyanizme taraftar olduklarını söylemek gibidir. Anarşizm yoktur – fakat anarşi veya daha doğrusu, anarşiler vardır.
Bir fikir olarak anarşizmin tarihi hakkındakileri unutun – sakallı elemanları unutun. Bir şeyi tanımlamak bir dil geliştirmek için tek şeydir – onu tamamen yaşamak başka bir şeydir. Bu teoriler veya formüller, kahramanlar veya biyografilerle alakalı değildir – senin yaşamınla alakalıdır. Anarşi ne farkeder, belirdiği her yerdir, koltuk anarşizmi, uzmanların özgürlük çalışması değildir! Hayatlarında anarşinin bir gününü dahi deneyimlememiş kendini anarşist olarak ilan edenler var – konu üzerinde onlara ne kadar güvenmeyi bilmeliyiz!
Öyleyse anarşist ütopya nasıl işleyecek? Bu tartışmalarda bir daha asla aldatılamayacağımız bir sorudur! Bu ütopyacı bir görüş, program veya ideal değildir; basit bir şekilde ilişkileri ilerletmenin, yakınlaştırmanın problemlere şimdi müdahale etmenin bir yoludur—elbetteki bizler problemleri tamamıyla çözemeyeceğiz! Anarşist olmak anarşizm şöyle dursun, anarşiye inanmak anlamına gelmez, her şeyi saptayabilir — bu sadece bir şeyleri birilerinin bizim adımıza yapamayacağını, sadece bize bağlı olduğunu onaylamak anlamına gelir: hoşlan ya da hoşlanma, yaşamlarımızın kendi ellerimizde olduğunu kabul ederek – ve her birimizin ellerinde’!
Anarşizm esin kaynağı olan ve dersler alınan önemli tarihsel referans noktaları olarak hizmet edebilirken, aşırı sistematik, değişmez, ve ideolojik bir hal almaktadır. Herkesin kabul edeceği gibi, bu anarşizmin sosyal/politik/felsefi yönelmesiyle yapacak daha az şeye ve anarşist olarak tanımlananlar ile yapacak daha çok şeye sahiptir. Kuşkusuz, anarşist soyumuzdan çoğu, her zaman değişim içinde olmayı pekiştiren bu eğilim tarafından düş kırıklığına uğratılacaktır. Kendini anarşist olarak tanımlayan öncekiler (Proudhon, Bakunin, Berkman, Goldman, Malatesta, ve benzerleri) kendi belirli güdüleri ve arzuları ile kendi belirli bağlamlarına yanıt veriyorlardı. Çok sık olarak, modern anarşistler bu bireyleri anarşinin sınırlarını betimleyenler olarak görür ve trajik ve potansiyel olarak tehlikeli olan anarşi ile ilgili “Bakunin Ne Yapardı (veya daha doğrusu, Düşünürdü)” davranışını yaratırlar. Bugün, “klasik” anarşist olarak tanımlananların bazıları anarşizm içinde önceden bilinmeyen bölgedeki herhangi çabanın kabulünü (örneğin İlkelcilik, Post-Solculuk vb.) veya işçilerin kitle hareketi yaklaşımıyla bambaşka noktada olanları genellikle reddederler (örneğin Bireycilik, Nihilizm, vb.).
Hepsinden öte, anarşi veya anarşizm için mi mücadele ediyoruz?
Hepimizin durduğu yerden, tamamen tahakküm altına alınmış, tamamen kontrol edilmiş dünyada, herhangi otoriteler olmadan, kanunlar veya devletler olmadan yaşamayı hayal etmek imkânsızdır. Pek tabii, anarşizm çoğunlukla büyük ölçekli politik veya sosyal bir program olarak ciddiye alınmaz: hiç kimse nasıl başaracağı şöyle dursun, gerçekten nasıl olacağını bile hayal edemez – hatta anarşistlerin kendisi bile.
Anarşistlerin anarşizme taraftar olduklarını söylemek, piyanistlerin piyanizme taraftar olduklarını söylemek gibidir. Anarşizm yoktur – fakat anarşi veya daha doğrusu, anarşiler vardır.
Bir fikir olarak anarşizmin tarihi hakkındakileri unutun – sakallı elemanları unutun. Bir şeyi tanımlamak bir dil geliştirmek için tek şeydir – onu tamamen yaşamak başka bir şeydir. Bu teoriler veya formüller, kahramanlar veya biyografilerle alakalı değildir – senin yaşamınla alakalıdır. Anarşi ne farkeder, belirdiği her yerdir, koltuk anarşizmi, uzmanların özgürlük çalışması değildir! Hayatlarında anarşinin bir gününü dahi deneyimlememiş kendini anarşist olarak ilan edenler var – konu üzerinde onlara ne kadar güvenmeyi bilmeliyiz!
Öyleyse anarşist ütopya nasıl işleyecek? Bu tartışmalarda bir daha asla aldatılamayacağımız bir sorudur! Bu ütopyacı bir görüş, program veya ideal değildir; basit bir şekilde ilişkileri ilerletmenin, yakınlaştırmanın problemlere şimdi müdahale etmenin bir yoludur—elbetteki bizler problemleri tamamıyla çözemeyeceğiz! Anarşist olmak anarşizm şöyle dursun, anarşiye inanmak anlamına gelmez, her şeyi saptayabilir — bu sadece bir şeyleri birilerinin bizim adımıza yapamayacağını, sadece bize bağlı olduğunu onaylamak anlamına gelir: hoşlan ya da hoşlanma, yaşamlarımızın kendi ellerimizde olduğunu kabul ederek – ve her birimizin ellerinde’!
Anarşizm esin kaynağı olan ve dersler alınan önemli tarihsel referans noktaları olarak hizmet edebilirken, aşırı sistematik, değişmez, ve ideolojik bir hal almaktadır. Herkesin kabul edeceği gibi, bu anarşizmin sosyal/politik/felsefi yönelmesiyle yapacak daha az şeye ve anarşist olarak tanımlananlar ile yapacak daha çok şeye sahiptir. Kuşkusuz, anarşist soyumuzdan çoğu, her zaman değişim içinde olmayı pekiştiren bu eğilim tarafından düş kırıklığına uğratılacaktır. Kendini anarşist olarak tanımlayan öncekiler (Proudhon, Bakunin, Berkman, Goldman, Malatesta, ve benzerleri) kendi belirli güdüleri ve arzuları ile kendi belirli bağlamlarına yanıt veriyorlardı. Çok sık olarak, modern anarşistler bu bireyleri anarşinin sınırlarını betimleyenler olarak görür ve trajik ve potansiyel olarak tehlikeli olan anarşi ile ilgili “Bakunin Ne Yapardı (veya daha doğrusu, Düşünürdü)” davranışını yaratırlar. Bugün, “klasik” anarşist olarak tanımlananların bazıları anarşizm içinde önceden bilinmeyen bölgedeki herhangi çabanın kabulünü (örneğin İlkelcilik, Post-Solculuk vb.) veya işçilerin kitle hareketi yaklaşımıyla bambaşka noktada olanları genellikle reddederler (örneğin Bireycilik, Nihilizm, vb.).
Bu katı, dogmatik ve aşırı derecede yaratıcı olmayan anarşistler, anarşizmin işçi sınıfını örgütlemek için spesifik sosyal ve ekonomik bir metodoloji olduğunu deklare edecek kadar ileri gitmişlerdir. Bu açıkça saçma bir son haddir fakat böyle eğilimler bir çağdaş Anarko-solcunun (anarko-sendikalist, Anarko-komünist, platformist, federasyonist) fikirlerinde ve projelerinde görülebilir. "Anarşizm", bugün olduğu gibi, bizim ötesine geçmemiz gereken sol bir ideolojidir. Aksine, "anarşi" hem kişisel hem de kolektif özgürleşmenin çok yüzlü vizyonlarını kucaklayan biçimsiz, akışkan, organik bir deneyimdir ve her zaman açıktır. Anarşistler olarak, bizler altında veya içinde yaşamak için yeni, bununla birlikte fazla öne çıkmayan veya etik bir çatı veya yapı oluşturmakla ilgiliyizdir. Anarşistler başkaları için bir dünya getiremezler, ama sorgulamayı ve fikirleri arttırabilir, hayatlarımızı ve hayallerimizi engelleyen tüm tahakkümü yok edebilir ve arzularımızla doğrudan bağlantılı yaşayabiliriz.
Anonim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder