Baykuş kanat açıyor.
Atina atasözü
X
"Baykuş kanat açıyor." Kötü başlayan eylemler iyi sonuçlansın. Bunca zamandır devrimciler tarafından ertelenen devrim, devrimcilerin sosyal barış arzularına karşın gerçekleşsin.
Sermaye son sözü beyaz ceketlilere verecektir. Hapisaneler fazla uzun dayanmayacaktır. Yalnızca yüceltilmiş eski bir gericinin anılarında yaşayan bir geçmişin kaleleri olarak, sosyal ortopediye dayalı ideoloji ile birlikte kaybolacaktır. Artik mahkûm olmayacaktır. Sermayenin yarattığı suçlulaştırma süreci rasyonalize edilecek, tımarhaneler aracılığı ile işlenecektir.
Gerçekliğin tamamı gösteri olduğunda, gösteriyi reddetmek gerçekliğin dışında olmak demektir. Mal kanununu reddeden herkes delidir. Mal tanrısının önünde eğilmeyi reddetmek insanin akıl hastanesine yatırılması ile sonuçlanacaktır. Orada tedavi radikal olacaktır. Artik engizisyon tarzı işkence ya da duvarlara sıçrayan kanlar olmayacaktır; bu tür şeyler kamuoyunu altüst eder. Kendini üstün görenlerin müdahale etmesine, gerekçelere ve telafilere sebep olur ve gösterinin ahengini bozar. Hasta zihinler için tek radikal tedavi olarak görülen, kişiliğin tamamen yok edilmesi, kimseyi altüst etmez. Sokaktaki adam kapitalist gösterinin ağırbaşlı atmosferi ile sarıldığını hissettiği sürece, üzerine kapanacak tımarhane kapılarına karşı güvende hisseder. Ona delilik dünyası başka bir yerdeymiş gibi gelir, hem de her fabrikanın yanında, her okulun karşısında, her arazi parçasının arkasında, her sitenin ortasında birer tımarhane bulunduğu halde.
Eleştirel kalın kafalılığımız içinde, beyaz ceketli devlet memurlarının yolunu hazırlamamaya özen göstermeliyiz.
Sermaye, kitlesel düzeyde dolaşıma çıkacak bir yorum kanununu programlamaktadır. Bu kanun temelinde, kamuoyu patronların düzenine saldıranları, yani devrimcileri, deli olarak görmeye alışacaktır. Böylece onların akil hastanelerine kapatılması gerekli olacaktır. Hapishaneler de Alman modeli uyarınca rasyonalize edilmektedir. İlk önce kendilerini devrimciler için özel hapishanelere dönüştürecek, sonra model hapishanelere, sonra beyin manipülasyonu için gerçek toplama kamplarına ve sonunda akıl hastanelerine dönüşeceklerdir.
Sermayenin davranışı yalnızca sömürülenlerin mücadelelerine karşı kendini savunma ihtiyacından doğmaz. Mal üretimi kanununun mantığından doğar.
Sermaye için akıl hastanesi global gösterinin işleyişinin kesintiye uğratıldığı yerdir. Hapisane bunu yapmak için çılgınca çaba gösterir, ama başarılı olamaz, temel sosyal ortopedi ideolojisi tarafından engellenmektedir.
Tam tersine, tımarhane "yeri"nin bir başlangıcı ya da sonu yoktur, tarihi yoktur, gösterinin değişkenliğine sahip değildir. Orası, bir sessizlik yeridir.
Diğer "sessizlik" yeri, mezarlık, yüksek sesle konuşma yeteneğine sahiptir. Ölü insanlar konuşur. Ve bizim ölülerimiz yüksek sesle konuşur. Bu ağır olabilir, çok ağır. İşte bu yüzden kapital gittikçe daha az mezarlık olması için çaba gösterecektir. Ve tımarhanelerdeki "konukların" sayısı buna uygun şekilde artacaktır. Bu alanda, "sosyalizmin anayurdunun" anlatacak çok şeyi vardır.
Tımarhane, boş zamanın mükemmel sağaltıcı rasyonalizasyonudur, mal yapısını sarsmadan işin askıya alınması. Üretkenlik yoksunluğunu inkar etmeden üretkenlik yoksunluğu. Deli adam çalışmak zorunda değildir ve çalışmayarak işin deliliğin karşılığı olan bilgelik olduğunu doğrular.
Devlete karşı silahlı saldırı zamanının gelmediğini söylerken, bu tür saldırılar gerçekleştiren yoldaşlar için akıl hastanelerinin kapılarını açıyoruz; devrim zamanının gelmediğini söylerken deli ceketinin iplerini sikiyoruz; bu eylemlerin nesnel olarak provokasyon olduğunu söylerken işkencecilerin beyaz ceketlerini giyiyoruz.
Rakiplerin sayısı önemsizken şarapnel etkiliydi. Bir düzine ölüye hoşgörü gösterilebilir. Otuz bin, yüz bin, iki yüz bin ölü tarihte bir dönüm noktasını belirler, mal gösterisinin barış dolu ahengini bozacak öylesine kör edici aydınlığa sahip devrimci bir referans noktası. Dahası, sermaye daha sinsidir. Uyuşturucuların, mermilerin sahip olmadığı bir tarafsızlığı vardır. Sağaltıcı olma gerekçesine sahiptirler.
Kapitalin delilik kanunu kendi yüzüne fırlatılsın. Toplum tek bir büyük akıl hastanesidir. Karşıt-duruşların koşulları altüst edilsin.
Bireyin tarafsızlaştırılması kapitalin maddeleşmiş bütünlüğü içinde daimi bir uygulamadır. Fikirleri dümdüz etmek sağaltıcı bir süreçtir, bir ölüm makinesidir. Kapitalizmin gösteri biçimi içinde, bu dümdüz etme olmadan üretim gerçekleşemez. Ve bütün bunların reddi, ölüm karşısında neşenin seçimi bir delilik işareti ise, bütün bunların arkasında gizlenen tuzağı herkesin anlamasının zamanı gelmiştir.
Batinin kültürel geleneğinin tüm aygıtı bir ölüm makinesidir, gerçekliğin inkârıdır, her tür rezalet ve haksizliği, sömürü ve soykırımı biriktirmiş, kurgusal olanın hükümdarlığıdır. Bu mantığın reddi delilik olarak kınanıyorsa, o zaman delilik ile delilik arasında ayrımı belirlemeliyiz. Neşe silahlanmaktadır. Saldırısı mal, halüsinasyon, mekanizma, intikam, önder ve parti niceliğini alt etmektedir. Mücadelesi kâr mantığını, pazar mimarisini, yaşam programlamayı, son arşivdeki son belgeyi parçalamaktadır. Onun şiddetli patlaması bağımlı olanın düzenini, olumlu ve olumsuz terminolojisini, mal yanılsaması kanununu altüst etmektedir.
Ama bütün bunlar kendini ilan edebilmelidir. Neşe dünyasından ölüm dünyasına geçmek kolay değildir. Kurallar geçerliliğini yitirmiştir ve sonunda birbirlerini silerler. Neşe dünyasında yanılsama sayılan şey ölüm dünyasında gerçekliktir ve tersi de doğrudur. Fiziksel ölüm, ölüm dünyasında bir takıntı olan şey, yaşam olarak satılan şeyden daha az ölümcüldür.
Böylece kapitalin neşe mesajlarını bilmeceleştirme kapasitesi doğar. Niceliksel mantığın devrimcileri bile neşe deneyimlerini derinlemesine anlama kapasitesinden yoksundurlar. Bazen tereddütle önemsiz yaklaşımlarda bulunurlar. Başka zamanlarda sermayeninkinden pek de farklı olmayan bir kınamaya koyulurlar.
Ticari mal gösterisinde önemli olan mallardır. Bu birikmiş yığındaki aktif unsur iştir. Üretim çerçevesinin içinde hiçbir şey aynı anda hem olumlu, hem olumsuz olamaz. Çalışmamayı öne sürmek mümkündür, çalışmanın inkârı değil geçici olarak askıya alınmasını. Aynı şekilde, malsızlığı, kişiselleştirilmiş nesneyi öne sürmek de mümkündür, ama ancak "boş zaman" bağlamı içinde, yani hobi olarak, üretim döngüsünün kabul ettiği zaman süreleri içinde üretilen bir şey olarak. Bu anlamda, bu kavramların, çalışmama ve malsızlık kavramlarının genel üretim modelinin fonksiyonu olduğu açıktır. Ancak neşenin anlamını ve onunla bağlantılı olarak ölümün anlamını, birbirine karşı mücadele eden iki zıt dünyanın unsurları olarak açıklığa kavuşturursak neşe eylemlerinin unsurlarını anlatabiliriz.
Hepsini anlatabileceğimizi söyleyerek kendimizi yanıltmadan. Doğrudan sermayeye saldırmak ile bağlantılı olmayan açılardan olsa bile, neşe tecrübesi yaşamaya başlayan herhangi biri saldırının önemini kavramaya daha gönüllüdür, en azından nicelik yanılsamasına dayalı, modası geçmiş çatışma vizyonuna bağlı kalmış birinden daha fazla.
Böylece baykuş yine de kanat açıp uçabilir.
Herkes ileri! Ve silahlarla ve yürekler, sözlerle ve kalemle, hançerle ve silahla, istihza ve küfürle, hırsızlıkla, zehir ve kundakçılıkla.
Alfredo Bonanno
Atina atasözü
X
"Baykuş kanat açıyor." Kötü başlayan eylemler iyi sonuçlansın. Bunca zamandır devrimciler tarafından ertelenen devrim, devrimcilerin sosyal barış arzularına karşın gerçekleşsin.
Sermaye son sözü beyaz ceketlilere verecektir. Hapisaneler fazla uzun dayanmayacaktır. Yalnızca yüceltilmiş eski bir gericinin anılarında yaşayan bir geçmişin kaleleri olarak, sosyal ortopediye dayalı ideoloji ile birlikte kaybolacaktır. Artik mahkûm olmayacaktır. Sermayenin yarattığı suçlulaştırma süreci rasyonalize edilecek, tımarhaneler aracılığı ile işlenecektir.
Gerçekliğin tamamı gösteri olduğunda, gösteriyi reddetmek gerçekliğin dışında olmak demektir. Mal kanununu reddeden herkes delidir. Mal tanrısının önünde eğilmeyi reddetmek insanin akıl hastanesine yatırılması ile sonuçlanacaktır. Orada tedavi radikal olacaktır. Artik engizisyon tarzı işkence ya da duvarlara sıçrayan kanlar olmayacaktır; bu tür şeyler kamuoyunu altüst eder. Kendini üstün görenlerin müdahale etmesine, gerekçelere ve telafilere sebep olur ve gösterinin ahengini bozar. Hasta zihinler için tek radikal tedavi olarak görülen, kişiliğin tamamen yok edilmesi, kimseyi altüst etmez. Sokaktaki adam kapitalist gösterinin ağırbaşlı atmosferi ile sarıldığını hissettiği sürece, üzerine kapanacak tımarhane kapılarına karşı güvende hisseder. Ona delilik dünyası başka bir yerdeymiş gibi gelir, hem de her fabrikanın yanında, her okulun karşısında, her arazi parçasının arkasında, her sitenin ortasında birer tımarhane bulunduğu halde.
Eleştirel kalın kafalılığımız içinde, beyaz ceketli devlet memurlarının yolunu hazırlamamaya özen göstermeliyiz.
Sermaye, kitlesel düzeyde dolaşıma çıkacak bir yorum kanununu programlamaktadır. Bu kanun temelinde, kamuoyu patronların düzenine saldıranları, yani devrimcileri, deli olarak görmeye alışacaktır. Böylece onların akil hastanelerine kapatılması gerekli olacaktır. Hapishaneler de Alman modeli uyarınca rasyonalize edilmektedir. İlk önce kendilerini devrimciler için özel hapishanelere dönüştürecek, sonra model hapishanelere, sonra beyin manipülasyonu için gerçek toplama kamplarına ve sonunda akıl hastanelerine dönüşeceklerdir.
Sermayenin davranışı yalnızca sömürülenlerin mücadelelerine karşı kendini savunma ihtiyacından doğmaz. Mal üretimi kanununun mantığından doğar.
Sermaye için akıl hastanesi global gösterinin işleyişinin kesintiye uğratıldığı yerdir. Hapisane bunu yapmak için çılgınca çaba gösterir, ama başarılı olamaz, temel sosyal ortopedi ideolojisi tarafından engellenmektedir.
Tam tersine, tımarhane "yeri"nin bir başlangıcı ya da sonu yoktur, tarihi yoktur, gösterinin değişkenliğine sahip değildir. Orası, bir sessizlik yeridir.
Diğer "sessizlik" yeri, mezarlık, yüksek sesle konuşma yeteneğine sahiptir. Ölü insanlar konuşur. Ve bizim ölülerimiz yüksek sesle konuşur. Bu ağır olabilir, çok ağır. İşte bu yüzden kapital gittikçe daha az mezarlık olması için çaba gösterecektir. Ve tımarhanelerdeki "konukların" sayısı buna uygun şekilde artacaktır. Bu alanda, "sosyalizmin anayurdunun" anlatacak çok şeyi vardır.
Tımarhane, boş zamanın mükemmel sağaltıcı rasyonalizasyonudur, mal yapısını sarsmadan işin askıya alınması. Üretkenlik yoksunluğunu inkar etmeden üretkenlik yoksunluğu. Deli adam çalışmak zorunda değildir ve çalışmayarak işin deliliğin karşılığı olan bilgelik olduğunu doğrular.
Devlete karşı silahlı saldırı zamanının gelmediğini söylerken, bu tür saldırılar gerçekleştiren yoldaşlar için akıl hastanelerinin kapılarını açıyoruz; devrim zamanının gelmediğini söylerken deli ceketinin iplerini sikiyoruz; bu eylemlerin nesnel olarak provokasyon olduğunu söylerken işkencecilerin beyaz ceketlerini giyiyoruz.
Rakiplerin sayısı önemsizken şarapnel etkiliydi. Bir düzine ölüye hoşgörü gösterilebilir. Otuz bin, yüz bin, iki yüz bin ölü tarihte bir dönüm noktasını belirler, mal gösterisinin barış dolu ahengini bozacak öylesine kör edici aydınlığa sahip devrimci bir referans noktası. Dahası, sermaye daha sinsidir. Uyuşturucuların, mermilerin sahip olmadığı bir tarafsızlığı vardır. Sağaltıcı olma gerekçesine sahiptirler.
Kapitalin delilik kanunu kendi yüzüne fırlatılsın. Toplum tek bir büyük akıl hastanesidir. Karşıt-duruşların koşulları altüst edilsin.
Bireyin tarafsızlaştırılması kapitalin maddeleşmiş bütünlüğü içinde daimi bir uygulamadır. Fikirleri dümdüz etmek sağaltıcı bir süreçtir, bir ölüm makinesidir. Kapitalizmin gösteri biçimi içinde, bu dümdüz etme olmadan üretim gerçekleşemez. Ve bütün bunların reddi, ölüm karşısında neşenin seçimi bir delilik işareti ise, bütün bunların arkasında gizlenen tuzağı herkesin anlamasının zamanı gelmiştir.
Batinin kültürel geleneğinin tüm aygıtı bir ölüm makinesidir, gerçekliğin inkârıdır, her tür rezalet ve haksizliği, sömürü ve soykırımı biriktirmiş, kurgusal olanın hükümdarlığıdır. Bu mantığın reddi delilik olarak kınanıyorsa, o zaman delilik ile delilik arasında ayrımı belirlemeliyiz. Neşe silahlanmaktadır. Saldırısı mal, halüsinasyon, mekanizma, intikam, önder ve parti niceliğini alt etmektedir. Mücadelesi kâr mantığını, pazar mimarisini, yaşam programlamayı, son arşivdeki son belgeyi parçalamaktadır. Onun şiddetli patlaması bağımlı olanın düzenini, olumlu ve olumsuz terminolojisini, mal yanılsaması kanununu altüst etmektedir.
Ama bütün bunlar kendini ilan edebilmelidir. Neşe dünyasından ölüm dünyasına geçmek kolay değildir. Kurallar geçerliliğini yitirmiştir ve sonunda birbirlerini silerler. Neşe dünyasında yanılsama sayılan şey ölüm dünyasında gerçekliktir ve tersi de doğrudur. Fiziksel ölüm, ölüm dünyasında bir takıntı olan şey, yaşam olarak satılan şeyden daha az ölümcüldür.
Böylece kapitalin neşe mesajlarını bilmeceleştirme kapasitesi doğar. Niceliksel mantığın devrimcileri bile neşe deneyimlerini derinlemesine anlama kapasitesinden yoksundurlar. Bazen tereddütle önemsiz yaklaşımlarda bulunurlar. Başka zamanlarda sermayeninkinden pek de farklı olmayan bir kınamaya koyulurlar.
Ticari mal gösterisinde önemli olan mallardır. Bu birikmiş yığındaki aktif unsur iştir. Üretim çerçevesinin içinde hiçbir şey aynı anda hem olumlu, hem olumsuz olamaz. Çalışmamayı öne sürmek mümkündür, çalışmanın inkârı değil geçici olarak askıya alınmasını. Aynı şekilde, malsızlığı, kişiselleştirilmiş nesneyi öne sürmek de mümkündür, ama ancak "boş zaman" bağlamı içinde, yani hobi olarak, üretim döngüsünün kabul ettiği zaman süreleri içinde üretilen bir şey olarak. Bu anlamda, bu kavramların, çalışmama ve malsızlık kavramlarının genel üretim modelinin fonksiyonu olduğu açıktır. Ancak neşenin anlamını ve onunla bağlantılı olarak ölümün anlamını, birbirine karşı mücadele eden iki zıt dünyanın unsurları olarak açıklığa kavuşturursak neşe eylemlerinin unsurlarını anlatabiliriz.
Hepsini anlatabileceğimizi söyleyerek kendimizi yanıltmadan. Doğrudan sermayeye saldırmak ile bağlantılı olmayan açılardan olsa bile, neşe tecrübesi yaşamaya başlayan herhangi biri saldırının önemini kavramaya daha gönüllüdür, en azından nicelik yanılsamasına dayalı, modası geçmiş çatışma vizyonuna bağlı kalmış birinden daha fazla.
Böylece baykuş yine de kanat açıp uçabilir.
Herkes ileri! Ve silahlarla ve yürekler, sözlerle ve kalemle, hançerle ve silahla, istihza ve küfürle, hırsızlıkla, zehir ve kundakçılıkla.
Alfredo Bonanno
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder