24 Ocak 2009 Cumartesi

Ocak Sıkıntısı

Ocak ayı ne zor bir aymış. İnsanların beklentileri nedense ocakta çok fazla oluyor. Tahminen takvimsel bir algı sorunu bu. Yeni yılın başlangıcı olunca insanlar sanki sıfırdan başlıyormuş gibi hissediyor. Oysa s..tiğimin bir ayı işte. Diğer günlerden veya aylardan hiçbir farkı yok. Benim şu anda tek beklentim şu beş para etmez işten çıkabilmek. İş yerinde bir değişiklik olacak ve muhtemelen beni çıkartacaklar. Bu durum beni sevindirsede aynı zamanda beklenti iyi birşey değil. Eğer çıkarmazlarsa yıkılırım. Herşeye razıyım. Artık insan olmaktan bile sıkıldım. Bu kadar berbat bir iş olamaz. En önemli öğrendiğim şey ve edindiğim deneyim benim gibi insanlar memur olamaz. Otur malak gibi bir yerde hiçbir şey üretmeden para kazan. Bana çok ters. Psikolojim bozuldu artık kafam bile çalışmıyor, durma noktasına geldi. Öyle bir işki vücudunu kullanmıyorsun, sahip olduğun yetenekleri kullanamıyorsun, beynini kullanamıyorsun. İyi güzel hoşta o zaman kendime nasıl insan diyebilirim ki. Zaten demiyorum ki. Ye, iç, yat, işe gel, işten eve dön, emin ol dünyanın gerizekalıları için yaratılmış bir iş. Eğer 2. dünya savaşında böyle bir iş olsaydı, Hitler yahudileri çalışma kampları yerine bu işe sokardı. Bir insanın hayatını karartmanın en iyi yolu. Asıl iğrenç olanda öyle bir kölelik düzeni ki bir kere içine girdim mi çıkmak şöyle dursun sürekli daha da içine saplanıyorsun. Benim gibi biri bile neredeyse 3 yıldır burada. Bireysel olarak hiç kimseye bu işi tavsiye etmiyorum çünkü hiçbir deneyim edinilmediği gibi aynı zamanda sahip olunan yetenekleri de köreltiyor. Zaten hiçbir kariyer imkanı sunulmuyor. O tam bir kandırmaca bir kere kurum içinde de size beş para etmez insanlar topluluğu olarak bakılıyor ki, sanırım haklılar. Daha fazla yazamayacağım çünkü sinirlerim yine çok fazla gerildi, şimdi başka birilerine patlamak istemiyorum.

Hiç yorum yok: